Type Here to Get Search Results !

Türkiye İç Bölgeleri Ünite 8-14 Özet

 

  1. DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Doğu Anadolu Bölgesi 4 Bölüme ayrılır:

  1. Erzurum-Kars Bölümü
  2. Yukarı Fırat Bölümü
  3. Yukarı Murat-Van Bölümü
  4. Hakkari Bölümü

 

Erzurum-Kars Bölümü iki yöreye ayrılır:

  1. Erzurum Yöresi
  2. Kars Yöresi

 

  • 1. Erzurum-Kars Bölümü/Erzurum Yöresi
    • 1.1. Erzurum Yöresinin Fiziki Coğrafyası

Erzurum Yöresi kuzeyde Karadeniz Bölgesinde kalan Doğu Karadeniz Dağlarına ait dağlarla sınırlıdır. Kuzeyde Dumlu dağı, kuzeydoğuda Kargapazarı dağları, orta kesimde Aşkale ovası, Erzurum Ovası ve Pasinler Ovası yer alır.  Aşkale, Erzurum, Pasinler ovalarının güneyinde Palandöken dağı yükselir.

Yöre topraklarının doğu yarısı, Hazar akaçlama Havzası içinde kalır. Bu kesimin sularını, Aras Irmağı toplar. Batı kesimi ise, Basra Körfezi akaçlama alanında, kuzey kesimi de Karadeniz akaçlama havzasında kalır. Batı kesimi sularını Karasu, kuzey kesimininkini ise, Tortum ve Oltu çaylarının birleşmesiyle oluşan Çoruh ırmağı toplar. Karasu, Erzurum Ovasının kuzeydoğusunda Dumlu dağın eteklerinden doğar. Erzurum ovasından geçer, Serçeme deresini alarak batıya akar, Palandöken dağlarından doğan Tuzla suyunu alarak akar,Murat suyu ile birleşerek Fırat’ı oluşturur. Pulur çayı da Karasu’nun bir koludur, Aziziye yakınlarında Karasu’ya karışır.Serçeme çayı üzerinde Kuzgun barajı kurulmuştur.Güneyde Bingöl dağlarından doğan Aras çayı Pasinler ovasından geçer bu ovada Hasankale(Pasinler) çayını alır.Kura nehriyle birleşen Aras nehri Hazar havzasına dahildir.

  • 1.2. Erzurum Yöresinde Yerleşmeler

Erzurum yöresinin merkezi Erzurum’dur. Erzurum yöresinde diğer yerleşmeler Erzurum Ovasından Deveboynu adlı boyun noktasıyla ayrılan Pasinler Ovasının merkezi durumunda olan Pasinler(eski adı Hasankale)’dir. Erzurum kentinin batısında Aziziye ( eski adı Ilıca), Erzurum ovasının batısında Karasu’nun Erzurum Ovasını terk ettiği yer yanında bulunan Aşkale ve Erzurum’u Hasankale üzerinden Kars’a bağlayan kara ve demiryolu üzerindeki Köprüköy ve Horasan’dır.

Yerleşim tarihi çok eski olan Erzurum'un bilinen ilk adı Doğu Roma (Bizans) İmparatoru II.Theodosios' a izafe edilen Theodosiopolis' olarak geçer.

Günümüzdeki Erzurum adı Erzen' in Selçuklular tarafından fethedilmesi üzerine halkının Theodosiopolis' e göç etmesiyle buraya Erzen adı verilmesinden gelmektedir. Türk hâkimiyetinin ilk safhalarında bu adın sonuna, Silvan ile Siirt arasındaki Erzen' den ayırmak için Rum kelimesi ilave edilerek, Erzen al-Rum denilmesinden kaynaklanmıştır.

Osmanlı Devletinin doğudaki en önemli merkezlerinden biri olan Erzurum, İran savaşları sırasında askeri bir üs olarak kullanılmıştır. Erzurum, 23 Temmuz 1919’da Atatürk önderliğinde, Kurtuluş Savaşı için önemli kararların alındığı kongreye ev sahipliği yapmıştır.

Erzurum kenti batıda Atatürk Üniversitesi alanı, doğuda yerleşime elverişsiz eğimler, güneydoğuda da askeri alanla dağıyla sınırlanmıştır. Yerleşim, büyük ölçüde batıdan gelerek kuzeydoğuya yönelen demir yolu ile güneydeki Trabzon-Erzurum- Ağrı transit yolu arasında kalan alanda yer alır. Tarihi çekirdeği çevreleyen bir çember yol kentin merkezini belirler. Bu çember, Gürcükapı, Taşmağazalar, Tebrizkapı, Yenikapı, Erzincankapı ve Mumcu caddelerinden oluşur. Kentin yerleşim alanları, ışınsal yollarla bu çembere ve merkeze bağlanmıştır. En önemli alanlardan biri Cumhuriyet Caddesidir. Kentin ikinci önemli ulaşım aksı kuzey-güney yönünde uzanan Hastaneler Caddesidir. Kuzeydeki demiryolunun güneyinden başlayan bu cadde, Cumhuriyet Caddesi’ni kestikten sonra Trabzon-Erzurum karayoluyla birleşir. Kent merkezine ulaşan ışınsal yollardan en önemlisi kuzeydeki tren istasyonuyla Gürcükapı Caddesi arasında uzanan İstasyon Caddesidir. Konut alanlarıyla merkezin bağlantısını sağlayan diğer önemli ışınsal yollar kuzey doğudan gelerek Gürcükapı Caddesine bağlanan Kongre Caddesi ile doğudaki alanlardan gelerek Taşmağazalar Caddesi’ne bağlanan Karskapı Caddesidir. Atatürk Üniversitesi 1957 yılında kurulmuştur. Erzurum Teknik Üniversitesi 2010 da kurulmuştur.

  • 1.3. Erzurum Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Ekonomik faaliyetler arasında toprak yapısı ve iklim tarımı olumsuz etkilemektedir. Ekilmeyen alanlar hayvancılıkta mera olarak kullanılır. Arazinin uygun olduğu yerlerde sebze ve meyvecilik yapılmaktadır.

 

2012 yılı verilerine göre Erzurum’da yaklaşık olarak 760 bin küçükbaş, 550 bin büyükbaş hayvan bulunmakta; 15 bin ton et , 358 bin ton süt , 7 bin ton tereyağı, 70 bin ton peynir , 50 bin ton yoğurt üretimi yapılmaktadır. Bal üretimi ise bin 500 tona yakındır.

Yörede sanayi, gıda sanayinde yoğunlaşmıştır. Diğer sanayi faaliyetleri plastik, kimya, orman ürünleri, pişmiş kil , çimento, giyimde yoğunlaşmıştır. Sanayi yönünden Aziziye, Erzurum ilinin diğer ilçelerine göre en gelişmiş olanıdır. İlçe sınırları dahilinde Erzurum Organize Sanayi Bölgesi yer almaktadır. İlçedeki en önemli sanayi kuruluşu, 1956 yılında üretime başlayan ve kamuya ait olan Erzurum Şeker Fabrikasıdır. Aziziye ilçe sınırları dahinde üretim yapan Şeker Fabrikası ilçenin ekonomisinde önemlidir. İlk kurulduğunda 1500 ton/gün kapasite ile çalışan fabrikanın kapasitesi 1975 yılında 3000 ton/gün miktara ulaşmıştır.

Yörenin turizminde termal turizm, kültür turizmi kış turizmi yer alır. Ilıca Kaplıcaları Erzurum'un 15 km batısındaki Aziziye ilçe merkezinde yeralmaktadır. Selçuklular tarafından yapılmış olan Çermik, Oluklu, Zincirli adlarını taşıyan bu kaplıcalar Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde birkaç kez tamir görmüşlerdir. Pasinler Kaplıcaları, Kalenin güneyinde Hasankale Çayı'nın iki yanında, birbirlerinden yaklaşık 50 metre mesafede iki kaplıca yer almaktadır. Bunlardan güneydekine Büyük Çermik, kuzeydekine Küçük Çermik denilmektedir. Bunun yanında yaklaşık 60 km. ötedeki Köprüköy'de "Deli Çermik" diye adlandırılan, çamuru ile ünlü kaplıca bulunmaktadır. Akdağ Kaplıcası il merkezine 28 km. uzaklıktadır

Erzurum kentinin güneyinde Palandöken Dağları Türkiye’nin önemli kayak alanlarına sahiptir. Palandöken kayak merkezinde kayak mevsimi en az 150 gün olup, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarını kapsadığı ve kayak alanlarında, normal kış koşullarında kar kalanlığı 2 metreyi aşmaktadır. Konaklı Kayak Merkezi, Erzurum- Çat yolu üzerinden, Erzurum’a 20 km. uzaklıkta ve Konaklı Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Yağmurcuk Kayak Merkezi; Erzurum-Çat yolu üzerinde, Erzurum’ a 23 km uzaklıkta, Yağmurcuk köyünün sınırları içinde Erzurum-Çat yolundan 3 km içeridedir. Kandilli Kayak Merkezi , şehir merkezine 36 km uzaklıkta olup, 160 hektar arazi üzerine kurulmuştur. Palandökende ayrıca yamaç paraşütü ve heliski (helikopterle kayak) yapılmaktadır.

Kültür turizmi içinde Erzurum’da İlhanlı Dönemine ait Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Saltuklu dönemine ait Ulu Camii , Osmanlı Dönemi Lalapaşa Camii sayılabilir. Yörede diğer tarihi yapılar Erzurum- Horasan Karayolunun 58. km.’ sinde Muş yolu sapağında Aras nehri üzerinde İlhanlı yapısı Çobandede Köprüsü, Pasinler’de İlhanlı eseri Hasan Kale yer alır.

Erzurum’da tabyalar askerî turizm açısından önemlidir. Mecidiye Tabyası, Erzurum şehir merkezinin hemen doğusundaki 2042 rakımlı Topdağı’nın kuzey ucunda bulunan bu tabya, şehri doğudaki Yanık Dere ile kuzeydeki Gürcü Boğazı’ndan gelecek düşmanı durdurmak amacıyla yapılmıştır. Burası, Erzurum’u Pasinler Ovası’na doğudan bağlayan Hamam Deresi ve Deveboynu Geçidi ile birlikte üç ana boğazdan birisidir.

Sivişli, Ağzıaçık ve Toparlak’la birlikte Erzurum’un doğusunda ikinci hattı oluşturan Gez Tabyası, Toparlak köyünün batısında Gez yaylasındaki bir tepe üzerinde bulunmaktadır.

Müzeler arasında ise Erzurum’da Arkeoloji Müzesi, Atatürk Evi Müzesi, Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi (Yakutiye Medresesi) , Resim Heykel Müzesi, 23 Temmuz Kongre Salonu Müzesi, Atatürk Evi Müzesi sayılabilir. Arkeoloji Müzesi ilk olarak 1942 yılında Çifte Minareli Medrese’de faaliyete geçmiş, 1967’de yeni binasına taşınmıştır.

  • 1.4. Erzurum Yöresinde Ulaşım

Bir ova kenti olan Erzurum gelişmesini de buna borçludur. Doğu-batı doğrultusunda eski İpekyolu üzerindedir.

Yöre 1939 yılından itibaren demiryolu ulaşımına sahiptir. Kars- İstanbul arası demiryolu yöreden geçmektedir. Yörede Aşkale-Ilıca-Erzurum- Pasinler-Köprüköy-Horasan istasyonları bulunmaktadır. Haydarpaşa-Kars arasında Doğu Ekspresi treni Erzurum’dan geçmektedir. Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi yol çalışmaları kapsamında 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren 24 ay süreyle Ankara-Kars-Ankara arasında işletilmektedir.(Ankara-Kars Doğu Ekspresi)

Kentin kuzeybatısında hava trafiğine 1966 yılında açılan Erzurum Havalimanı, Türk Hava Kuvvetleri ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokole göre sivil ve askeri uçuşlara, 1993 yılından beri de uluslararası hava trafiğine açılmıştır.

 

 

 

 

 

 

  1. KARS YÖRESİ

9.1. Kars Yöresinin Fiziki Coğrafyası

Kars Yöresinin yarıdan fazlasını platolar oluşturur.Diğer kısımlar dağlık alanlar ve bunların arasında ovalardır.Yörenin kuzeybatısında Allahüekber Dağları yer alır. Bu dağlık alan kuzeyde Ardahan Platosuyla güneybatıda Erzurum-Kars platosunu ayırır. Yörenin büyük bölümünü Erzurum-Kars platosunun doğusu oluşturur. Bu kısma Sarıkamış-Kars platosu adı verilir.

Yörede 3000 m.yi aşan başlıca dağlar Allahüekber dağları, Akbaba dağı, Kısır dağı, Kel dağı, Aladağ’d ı  r. Digor kuzeyinde Dumanlı dağ 2699m yüksekliktedir. Yörede Kars ovası en geniş ovadır. Diğer ovalar Kağızman ovası, Ardahan ovası, Göle, Hanak ve Iğdır ovasıdır.

Yörenin akarsuları Aras nehri, Kars çayı ve Arpaçaydır. Yörenin hidroğrafyasında başlıca akarsu Aras nehri, Türkiye’nin Ermenistan sınırını oluşturan ve Kars ovasından gelen Kars çayını alan Arpaçay ile birleşerek Hazar Denizi havzasına dahil olur. Ardahan ovasından Kura nehri geçer. Kura nehri sınırlarımız dışına çıktıktan sonra Azerbeycan’da Aras nehri ile birleşir Hazar denizine dökülür.Bir diğer çay Posof çayıdır sınırlarımız dışına çıkar ve Kura nehrine karışır. Susuz Şelalesi Susuz-Ardahan karayolu üzerindedir.

Yörede Çıldır Barajı, Arpaçay Barajı, Selim-Bayburt Barajı olmak üzere 3 önemli baraj mevcuttur. Bunlardan Arpaçay ve Çıldır barajları enerji ve sulama, Bayburt Barajı ise sadece sulama imkanı sağlamaktadır.

Yörede Çıldır Gölü, Aygır Gölü, Kuyucuk Gölü ve Turna Gölü yer alır.Çıldır gölü deniz seviyesinden 1956 m. yükseklikte konumlanmış, tatlı sulu bir göldür.Çevresinde bir çok yaban kuşları barınan gölde civarındaki halka gelir getiren sazan ve alabalık bulunur. Gölün fazla suları Cara deresiyle Kars Çayına karışır.Aygır Gölü, Kars-Göle yolu üzerinde 4 km² 'lik alana sahip, küçük bir lav setti gölüdür. Kuyucuk Gölü Orman Genel Müdürlüğü tarafından 1990 tarihinde "Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası" olarak korumaya alınmıştır.Arpaçay baraj gölü Türkiye- Ermenistan sınırında yer alır Aktaş gölü (Hozapin gölü) kapalı bir havza olup suları acıdır. Türkiye- Gürcistan sınırındadır.

  • 2. Kars Yöresinde Yerleşmeler

Kars Yöresinde yerleşmeler Kars, Sarıkamış, Hanak, Posof, Damal, Çıldır, Şenkaya, Digor, Kağızman, Ardahan ,Iğdır, Göle, Akyaka, Karakoyunlu, Aralık ve Tuzluca’dır.

Kars, kenti askeri bir kale olarak 1750m yüksekliğinde bir plato üzerinde kurulmuştur. 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Irakeyn Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonucunda Kars, Batum ve Ardahan onlara bırakılmıştır. 1917 yılında Çarlık Rusyası dağılınca 3 Mart 1918 yılında Ruslarla imzalanan Brest-Litowsk Antlaşması ile Kars, Ardahan ve Batum tekrar Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ancak 1918 yılında Osmanlı topraklarının İtilaf Devletleri tarafından istilâsı sırasında, Kars, Ardahan ve Batum’u, 1921 yılına kadar Ermeniler ve Gürcüler kontrolleri altında tutmuşlardır. Ruslarla 16 Mart 1921’de Moskova’da, 13 Ekim 1921’de Kars’ta yapılan antlaşmalarla, Türkiye-Rusya sınırı çizilmiş, Kars ve çevresi Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılmıştır. Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan kapısı konumundaki bu şehir, Kafkas Üniversitesinin açılmasıyla hızla gelişmeye başlamış ve zaman içinde bir öğrenci kenti durumuna gelmiştir. Kars’ta 1992 yılında Kafkas Üniversitesi açılmıştır.Kars Yöresinin diğer üniversiteleri 2008 yılında açılan  Ardahan’da  Ardahan Üniversitesi ve Iğdır’da Iğdır Üniversitesi’dir.

Sarıkamış, Kars platosunun güney batı kenarında bir tarahan Kars, diğer tarahan Erzurum ve ayrıca Aras vadisine yönelen yolların kavşağında bir mevkidedir.

Ardahan, kent merkezinden Kura nehri geçer. 1992 de il olmuştur. 1828-1855 yıllarında Rus isgaline maruz kalan Ardahan, 1878 Berlin Antlasmasıyla savas tazminatı yerine Kars ve Batum’la birlikte Ruslar’a bırakılmıstır. 1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk Anlasması ile Osmanlılar’a iade edilmistir.

  • 3. Kars Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Yörenin ekonomisi büyük ölçüde tahıl tarımı ve mera hayvancılığına dayanır. Bitkisel üretimde tahıl ürünleri başta gelir. Ekili alanların %90'dan fazlası tahıl üretimine ayrılmıştır. Yöre genelde meyve ve sebzeciliğe uygun olmamakla beraber Kağızman ovasının mikro klima özelliği nedeniyle meyvecilik ünlüdür. Kağızman elması ve kayısısı (abrigoz) ünlüdür. Iğdır ovası da mikroklima özelliğiyle sebze ve meyveciliğe uygundur. Özellikle kayısı önemli bir ekonomik gelirdir.

Kars Kaşarı, İzmir Enternasyonal Fuarı'nda yine burada üretilen gravyer, beyaz peynir ve kreması ile birlikte 1937'den 1950'ye kadar Türkiye birincilik ödülünü almıştır. Ardahan ‘da yaşayan ve kolayca üreyen kazlardan kaz eti üretimi önemlidir.

Kars  yöresi  zengin  flora yapısı ve geniş çayır-mera alanları ile arıcılık konusunda önemli bir potansiyele sahiptir. Kars Balı ise tamamen organik bir üründür. Bu bal Kars ve Ardahan'ın mera ve yaylalarında doğal olarak yetişmekte olan çok sayıda polen ve nektar kaynağı çiçekten üretilmektedir. Bu bitkilerin yetişebilmesi için herhangi bir ilaçlama ve gübreleme işlemi yapılmamaktadır. Bu balı Kafkas Arısı ırkı yapmaktadır Dünyada ekonomik değere haiz olan dört önemli arı ırkından birisi olan Kafkas arı ırkının ülkemizdeki gen merkezi  Ardahan ve Posof  çevresidir.

Kars Yöresinde 1961'e kadar yörede herhangi bir sanayileşme hareketine rastlanmamaktadır. Söz konusu yılda il merkezinde  açılan  ve  özel sektöre ait olan Üçyıldız Değirmen Taşı Fabrikası Kars'taki ilk önemli sanayi tesisidir. Sarıkamış Ayakkabı Fabrikası ise 1983'te açılmıştır. Fabrikanın kuruluş amacı askeri bot ve muhtelif resmi ayakkabı üretimi yapmaktır. Kars Şeker Fabrikası,  Erzurum-Kars- Ardahan karayolu üzerinde şehir merkezine 5,5 km mesafededir. 1993 yılında tamamlanarak işletmeye açılmıştır. Açılan bu fabrika ile ilde sulanabilen tarım arazisinde şeker pancarı ekimi büyük bir gelişme göstermiştir.

Yöredeki başlıca sanayi tesisleri şeker, ayakkabı, karma yem, çimento, et, değirmen taşı, süt ürünleri, metal bağlantı elamanları, mobilya, tuz, bordür ve parke gibi alanlarda yoğulaşmıştır. Sanayi alannı geliştirmek için 69 parselden oluşan Kars Organize Sanayi Bölgesi kurulmuştur.

Yörede, asbest, pomza, perlit, manganez, manyezit, kireçtaşı, kaya tuzu gibi madenlerbulunmaktadır. Ayrıca Digor ilçesi Kilittaş mevkiinde 380.000.000 ton muhtemel rezerve sahip linyit yatakları mevcuttur. Madencilik faaliyetlerinin yoğun olmadığı Kars’ta sadece kaya tuzu, şeker fabrikasına ait kireçtaşı ocakları ve pomza ocakları işletilmektedir.

Yörede turizm diğer bir ekonomik sektördür. Kış turizmi, termal turizm ve kültür turizmi açısından önemlidir. Kuyucak Kuş Cenneti, 182 farklı kuş çeşidiyle ilgi görmektedir. Özellikle angıt ördekleri

,dikkuyruk ördekleri ve Sibirya kazı için önemlidir. Kuyucak Gölü, Uluslararası Ramsar Sözleşmesi kapsamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da korunan tek sulak alandır. Ayrıca Kuzey Doğa Derneği tarafından hayata geçirilen “Kuyucuk Gölü (Kars) Koruma, Araştırma, Sulak Alan Restorasyonu ve Kuş Gözlem Turizmi Projesi” 2009’da dünyada yılın en iyi projesi seçilerek, Whitley Fonu birincilik ödülünü kazanmıştır.

Sarıkamış Cıbıl Tepe Kış Turizm Merkezi çam ormanları,kar kalitesi,modern telesiyej tesisleri ve konaklama olanaklarıyla Türkiye’nin önemli kış merkezleri arasıdadır yılda ortalama olarak 4 ay, 8 ile 100 cm kalınlığında karla kaplı olan Sarıkamış’ta, en uygun kayak mevsimi 10 Aralık-10 Nisan tarihleridir. Ardahan’a 12km uzaklıktan Yalnızçam –Uğurludağ 2003 yılında kayak alanı olarak açılmıştır.

Kars'taki şifalı suların çoğunda tesis bulunmamaktadır. Bu kaynaklar arasında Kağızman'daki Kötek kaplıcaları, Aktaş  ve  Kızıltaş  kaplıcaları  ve  Akyaka  kaplıcaları  önde  gelmektedir.

Kültür turizminde Kars kentinde tarihi yapılar Kars Kalesi, Anadolu’ya gelen ilk evliya alperenlerden Ebul Hasan Harakani Türbesi, Kümbet Cami (12 Havariler Kilisesi), Yusuf Paşa Camii, Fethiye Camii, Taş Köprü, İlbeyi Oğlu Hamamı, Mazlumağa Hamamı yer alır.

Ardahan’da 1911 yılında Osmanlı mimarisine göre insa edilen Hamşioğlu Rasim Bey Konağı ve Vali Hursit Bey Konağı, Ardahan kalesi tarihi yapılar arasındadır. Ani harabeleri de yörenin önemli kültürel zenginliğidir.Kars ve Ardahan Tabyaları , askeri turizm açısından önem taşır.

El sanatları arasında Damal bebekleri önemlidir. Bu bebekler 1996 yılında Japonya’da düzenlenen “Yöresel Folklorik Bebekler” yarısmasında el emeği kategorisinde dünya birincisi olmustur.

  • 4. Kars Yöresinde Ulaşım

Kars’a şehirlerarası ulaşım demiryolu, karayolu ve havayolu ile sağlanmaktadır. Karayolu ulaşımı bölge içinde Kars, Erzurum üzerinden batıya bağlanır. Doğuda,Erzurum-Kağızman-Tuzluca-Iğdır-Doğubeyazıt üzerinden İran’a bağlanır.Yöre, Aralık üzerinden Nahcıvan’la Dilucu sınır kapısına bağlanır.Iğdır-Aralık karayolundan ayrılan bir hat Ermenistan’la olan Alican sınır kapısına ulaşır. (bu sınır kapısı siyasi nedenle 1993 de kapatılmıştır). Yöre, Ardahan-Hanak-Posof karayolu Gürcistan’la Türkgözü sınır kapısına bağlanır. 2013 yılında Çıldır ilçesinde Gürcistan’la Aktaş sınır kapısının temeli atılmıştır.Yöre, Kars-Göle karayoluyla Karadeniz kıyısında Hopa limanına bağlanır.Yöre Iğdır üzerinden Hopa-İran transit karayolu üzerindedir.

Yörenin ulaşımda önemi inşaatı devam eden Ankara-Kars hızlı tren, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı, etüt çalışmaları süren Kars-Iğdır-Nahcivan-İran-Pakistan demiryolu projesi ve planlanan Kars Lojistik Merkezi ile daha da artacaktır.

Yörede Kars–Ankara-İstanbul arasında Doğu Ekspresiyle sağlanan demiryolu yolcu ulaşımı inşaat çalışmaları devam eden Ankara–İstanbul Hızlı Tren Projesi nedeniyle 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren sadece Kars-Ankara arasında yapılmaktadır.Bakımı tamamlanan Kars-Akyaka demiryolu hattında rayotobüs seferleri 2011 yılında başlamıştır. Ermenistan’la Akyaka (Doğu Kapı) demiryolu sınır kapısı 1993 yılında siyasi nedenle kapatılmıştır. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı inşaatı devam etmektedir. Bu demiryolu hattıyla ilgili olarak Canbazlar demiryolu sınır kapısı inşa edilmektedir.

1988  yılında  açılan  Kars  Havalimanına  İstanbul,  Ankara  ve  İzmir’den  düzenli  uçuşlar  ile  zaman  zaman yurtiçi ve yurtdışından tarifesiz uçuşlar yapılmaktadır. 2012 yılında Iğdır Havalimanı hizmete girmiştir.

 

  1. MERCAN (MUNZUR) DAĞLARI VE ÇEVRESİNDEKİ DEPRESYONLAR YÖRESİ VE MALATYA- ELAZIĞ YÖRESİ
    • 1. Yukarı Fırat Bölümü/ Mercan(Munzur) Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar Yöresi

Yukarı Fırat Bölümü kapladığı alan bakımından Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük bölümüdür. Kuzeyde Karadeniz Bölgesi sınırından güneyde güneydoğu Toroslar yayına, doğuda Muş yakınından batıda Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinin birbirine temas ettiği alana kadar uzanır.Bu geniş ve dağlık bölüm Fırat nehri ve kollarıyla parçalı bir görünüş almıştır.Bölüm 4 yöreye ayrılır.

  1. Mercan(Munzur) Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar
  2. Malatya-Elazığ Yöresi
  3. Bingöl Yöresi
  4. Güneydoğu Toroslar Yöresi

 

  • 1.1. Mercan(Munzur) Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar Yöresi Fiziki Coğrafyası

Bu yöre Mercan Dağları (Munzur Dağları) ve çevresindeki çukur alanları içine alır.Mercan dağları Karasu vadisinin  güneyinde  batıda  Kemaliye’den doğuda Pülümür batısına kadar yaklaşık 130km.lik bir alan boyunca devam eder. 3000m.yi aşan dorukları bulunan en yüksek tepe 3463m ile Akbaba tepesidir.Karasu vadisinin kuzeyinde yüksek bir dağlık alan yer alır.Karasu-Aras dağlarına ait bu dağlar, Köhnem dağı, Keşiş dağı (Esence dağı), Meyram dağı’ dır.

Mercan(Munzur) dağlarının kuzey eteklerinde doğuda Tercan havzasından başlayıp batıya doğru Sansa Boğazı, Erzincan ovası ve Kemah ovasıyla devam eden ve Karasu’ya karışan Çaltı suyu vadisiyle izlenen bir depresyonlar dizisi yer alır. Yörenin bir diğer ovası Munzur dağlarının güneyinde Ovacık ovasıdır. Murat ırmağının kolu olan Munzur suyu vadisi etrafında gelişmiş bir ovadır.

Yörenin hidroğrafyasında yer alan Karasu ve Murat nehirleri birleştiği yerde kurulan enerji amaçlı Keban barajı,  675km² lik göl alanıyla yörenin batısı ve güneybatısını kaplar. Kuzeyde Karasu, İliç yakınlarına kadar devam eder şeklindedir. Buradan itibaren Keban baraj gölü başlar. Diğer akarsular Mercan suyu(Munzur suyu), Pülümür suyı, Tahar suyu ve Peri suyudur. Munzur çayı üzerinde Uzunçayır Barajı inşa edilmiştir. Ovacık kuzeyinde Mercan dağları yaylalarına çıkarken Kırk Merdiven şelaleleri yer alır.

Munzur dağları üzerinde buzul gölleri yer alır Yörenin gölleri Otlukbeli ilçesinde Otlukbeli gölü, Çayırlı ilçesinde Aygır gölü ve Yedi göller, İliç ilçesinde Acı göl, Erzincan ve Tunceli arasında Munzur gölü sayılabilir. Otlukbeli gölü oluşumu açısından ” traverten seti gölü” olarak nadirdir.

10.1.2. Munzur Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar Yöresinde Yerleşmeler

Yörede yerleşmeler Erzincan, Tunceli,Tercan, Otlukbeli, Kemah, İliç, Pertek, Kemaliye, Divriği, Ovacık, Hozat, Nazimiye, Mazgirt, Çayırlı, Arguvan, Üzümlü ve Yayladere’ dir.

Eski bir geçmişi olan olan Erzincan Roma, Bizans, Mengücek Beyliği, Selçuklu, Eretna Beyliği, Akkoyunlu dönemlerini yaşamıştır. Erzincan ismi Eriza’dan gelmektedir. Eriza adını Selçuklular, Erzingan veya Aziris olarak kullanmışlardır. 12. yüzyılda Gezgin Marco Polo, kentte dokumacılığın gelişmiş olduğunu, 14. yüzyılda İbni Batuta da kentte dokumacılığın ve bakır eşya yapımının ileri düzeyde olduğunu yazarlar.17. yüzyıl ortalarında ticaret ve el sanatlarının gelişmiş olduğunu göstermektedir. Kentin ticaret yolları üzerinde bulunması da bu kanıtı doğrulamaktadır.

Erzincan, tarihi boyunca tarım ve hayvancılık ürünlerinin yanısıra yeraltı kaynaklarına, özellikle zengin maden işletmelerine yakın bir konumda bulunmaktaydı. Bakır, kurşun, mermer ve taş ocakları bilinen en eski çağlardan beri işletilmekteydi.

  1. yüzyılın son yıllarında Erzincan şehrinin nüfusu 23 bin iken, 1883 yılında göçmenlerin buraya yerleştirilmesiyle nüfusu artmıştır. Karasu vadisinin Erzincan ovası adı altında genişlediği kesimde kurulan kent depremlerle defalarca yıkılmış ve yer değiştirmiştir. Son yer değiştirmesi 1939 depreminden sonradır. Türkiye'nin en büyük depremi olarak anılan 1939 Erzincan depreminde on binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Depremden sonra demir yolundan yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir. 27 Aralık 1939 gecesi 7,9 büyüklüğünde bir deprem yaşamıştır. Kentin en hızlı gelişmesi 1960’lı yıllardan sonra olmuş ve ovanın kuzey kenarına kadar dayanmıştır. 13 Mart 1992 tarihinde yerel saatle Erzincan ilinin güneydoğusunda meydana gelen deprem. Depremin büyüklüğü 6,8 Ms olarak ölçülmüştür. Bu deprem 1939 Erzincan Depremi'nin merkez üssü yakınındadır.

 

10.1.3. Munzur Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Yöre tarımı içersinde ilk sırayı tahıl tarımı ve hayvancılık almaktadır. Özellikle buğday ve arpa genel olarak geniş yer tutar. Doğu Anadolu Bölgesinde yer almasına karşılık etrafı dağlarla çevrili olan, mikroklima özelligi gösteren Erzincan Ovasında çesitli tarımsal ürünlerin yetistirilmesi mümkündür. Erzincan’a uygun meyve türlerinden biride kiraz ve vişnedir. Özellikle kirazın “son turfanda” olarak piyasaya çıkması Erzincan kirazına olan talebi attırmış ve üreticilerin yüksek kazanç elde etmesini saglamıstır. Ova dışındaki alanlardan olan daha yüksek ve soğuk bölgeler için ise vişne yetistiriciligi önerilmektedir. Erzincan ekonomisinde önemli bir yeri oluşturan tulum peyniri, Türkiye çapında tanınmıştır.

Erzincan da ekonomiye hâkim sektör tarım sektörüdür. Devlet katkısıyla1956 yılında yapılmış bulunan Erzincan Şeker Fabrikası 2011 yılında özelleşmiştir. Yörenin diğer önemli sanayi tesisi demir ve çelik aksanların üretimini yapan Erzincan Makine Fabrikası’dır.  Şehrin ikinci sanayi kolu ise madenciliğe dayanmaktadır. Maden ocakları özellikle krom ve mermer olmak üzere perlit dahil büyük yer tutmaktadır.

Erzincan,  yer altı kaynakları bakımından zengindir. Üretilen en önemli maden kromdur. Erzincan ilinde bulunan 1,5 milyon ton krom rezervi Türkiye toplam krom rezervinin yaklasık %4’ünü olusturmaktadır. Perlit üretiminde Erzincan- Mollaköy Perlit isletmesi Türkiye’de üretim yapan 3 kuruluştan biridir. Kemah ilçesinde toplam kapasitesi 1500 ton/yıl olan ve mevsimlik işleyen tuz işletmesi bulunmaktadır.

Yörenin turizminde kış turizmi önemlidir. Erzincan Bolkar(Sakaltutan) kayak merkezi Erzincan'a 44 km. mesafede ana yol güzergahında Bolkar dağlarında Sakaltutan Mevkiindedir. Kayak mevsimi normal koşullarda aralık ayında başlayıp mart ortalarına kadar sürmektedir. Ergan Dağı Kış Sporları ve Doğa Turizmi Merkezi, şehrin 15 km. güneyinde 3300 m. zirveye sahip Mercan (Munzur) dağ sırasında yer almaktadır.

Doğa turizmi içinde Erzincan, merkeze yaklasık 30 km uzaklıkta bulunan Girlevik şelalesi Çağlayan Beldesine 3 km uzaklıkta Girlevik köyündedir. Karagöl Çağlayanı, Tunceli-Pülümür arasında piknik yeridir. Dereova Çağlayanı Nazimiye’dedir.

Göl turizmi için Otlukbeli Gölü, Aygır Gölü, Kadı Gölü, Yedigöller ve Ardos Gölü bulunmaktadır. Karasu’nun Sansa deresi mevkiinde 14km.lik rafting parkuru bulunmaktadır.

Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan “Munzur Vadisi Milli Parkı”, Tunceli kent merkezine 8 km. uzaklıkta başlayıp, vadi boyunca Munzur Dağlarına kadar uzanmaktadır. Pülümür çayı kıyısında Kutuderesi Vadisinde Sinan Köyü plajı ilgi görmektedir.

Kültür turizmi içinde başlıca tarihi yapılar Eski cami(Selçuklu/Çemişkezek), Yalmaniye cami(Çemişgezek), Elti Hatun cami(Mazgirt), Baysungur Câmi (Pertek) Çelebi Ali Câmi( Pertek), Sağman Câmidir(Pertek/ Sağman köyü). Bağın Kalesi, Mazgirt ilçesi Faraç köyündedir. Pertek Kalesi, Pertek yakınında kayalık bir tepe üzerindedir. Mazgirt Kalesi, Selçuklulardan kalmadır. Mama Hatun Kervansarayı Selçuklu eseri olup Tercan’dadır.

  • 1.4. Munzur Dağları ve Çevresindeki Depresyonlar Yöresinde Ulaşım

Yörenin  ana  karayolu ulaşım hattı Erzincan-Erzurum karayoludur. Bu hattan güneyde Tunceli-Elazığ karayolu ayrılır, kuzeyde ise Erzincan, Gümüşhane üzerinden Karadeniz kıyılarına bağlanır. Keban Baraj gölünün kuzey yakasında kalan Pertek ve Çemişkezek Elazığ’a baraj gölünden feribotla bağlanır.

Yörede demiryolu 1935-1937 yılları arasında döşenmiştir. Demiryollarında yolcu ulaşımı Doğu Ekspresi(İstanbul-Kars) ve Erzurum Ekspresi(Ankara- Kars) ile sağlanmaktadır. Doğu Ekspresi, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi yol çalışmaları kapsamında 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren 24 ay süreyle Ankara-Kars-Ankara arasında işletilmektedir. Şehir merkezine 7 km uzaklıkta bulunan Erzincan Havalimanı, 1988 yılında açılmıştır

  • 2. Yukarı Fırat Bölümü /Malatya-Elazığ Yöresi
    • 2.1. Malatya-Elazığ Yöresi Fiziki Coğrafyası

Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında Elbistan ovasından başlamak üzere güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda Malatya-Uluova-Palu depresyonuyla devam eden bir çöküntüler dizisi dikkati çeker. Dizinin ilk depresyonu Elbistan ovasıdır. Diğerleri, Malatya ovası, Uluova(Elazığ ovası), Doğanşehir ovasıdır. Malatya ovasının  doğusunda  Kömürhan Köprüsü Boğazına kadar Kale ovası yer alır. Buranın büyük bir kısmı 1986 yılında Karakaya Baraj Gölü'nün suları altında kalmıştır. Sürgü Ovası, Malatya çöküntü alanının güneybatı ucunda yüksek bir ovadır.

Genişleyen vadi oluğunun akarsuların taşıdıgı alüvyonlarla dolması sonucu olusan topraklar çok verimlidir. Sürgü Çayı üzerinde kurulan Sürgü Barajından sulanmaktadır

Güneyde Güneydoğu Toroslara dahil Malatya Dağları yer alır. Doğanşehir ovasının doğusundan başlayan bu dağlar Fırat vadisine kadar uzanır.Üzerinde 2000m.yi aşan çok sayıda doruk vardır. .Bu dağların devamında Maden Dağı 2.620 m.dir. Akçadağ yakınlarında bulunan ve farklı jeolojik özellikleriyle dikkat çeken Levent Vadisi 28 kilometre uzunluğundadır. Vadide jeolojik anlamda önem taşıyan 26 ayrı yer tespit edilmiştir. Vadiye hakim bir noktada inşa edilen Türkiye'nin ilk doğal gözlem terası 240 metre yükseklikteki bir kayanın üzerinde 2012 de açılmıştır.

Kuzeydoğuda Keban Baraj gölü ve doğusunda bunun devamı Karakaya baraj gölü yer alır. Karasu ve Murat suyunun birleştiği yerde kurulan Keban barajından sonra Fırat adını alan nehir burada sadece Karakaya barajının göl alanından ibarettir. Hidroğrafyasında Tohma suyu Karakaya baraj gölüne dökülür. Güneyde Sultan suyu ve Sürgü çayı Akadeniz Havzasına dahildir. Harput kalesinin kuzeydoğusunda Buzluk mağarası, jeomorfolojik yapısı nedeniyle yaz aylarında sarkıt ve dikitler halinde buz tabakaları, kış aylarında tam tersine sıcak hava oluşturmaktadır. Elazığ merkeze 25 km. uzaklıkta, Elazığ-Diyarbakır karayoluna paralel olan Hazar Gölü, tektonik bir göldür.

  • 2.2. Malatya-Elazığ Yöresinde Yerleşmeler

 

Yörede yerleşmeler Malatya , Elbistan, Afşin, Elazığ , Akçadağ, Hekimhan, Darende, Doğanşehir, Arapkir ,Kale, Doğanyol, Kuluncak, Pötürge, Yazıhan, Yeşilyurt,Sarız, Ağın Keban, Baskil, Sivrice, Doğanyol, Gerger, Çelikhan, Ekinözü, Sarız, Arguvan,Sincik,Çüngüş ve Gürün’dür.

Malatya Malatya ovasında kurulmuştur.Malatya Hitiler döneminin önemli bir yerleşmesi olarak görülmektedir. Bilinen ilk ismi de günümüze kadar değişmeden gelmiştir. Hititlerden itibaren ilk bilinen isimleri Melita, Maldia, Asurlular Meliddu, Araplar Malatiye olarak adlandırmıştır.

Malatya kenti günümüzdeki yerine 19.yüzyıl ortalarında taşınmıştır. Burası halkın Aspuzu adı verdiği bağlık alanıydı. 1987 de Eski Malatya’nın ismi Battal Gazi olmuştur. Malatya’da İnönü Üniversitesi 1975 yılında kurulmuştur.

Elazığ ovasında yer alan Elazığ’ da yer değiştirmiştir. İlk kuruluşu günümüzdeki kentin kuzeyindeki sırtlar üzerinde bulunan Harput’ du. Günümüzdeki Elazığ kenti yerinde Harput’un mezrası bulunuyordu. Sultan Addulaziz'in tahta çıkışının 5. yılında Hacı  Ahmet  İzzet  Paşa  devrinde buraya  tayin  edilen Vali İsmail Paşa’nın teklifi ile 1867 yılında "Mamurat ül-Aziz" adı verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca "El Aziz" olarak söylenegelmiştir.

Elazığ Fırat Üniversitesi ise 1967 yılında faal olarak eğitime başlamış olup bünyesinde yirmi adet araştırma merkezi ve bir teknokent barındırmaktadır. Fırat Teknokent 2010 yılı itibariyle altyapı çalışmalarını tamamlamış ve firmalar faaliyetlerine başlamıştır.

Tarihi kent dokusunun korunması amacıyla ilin kuzeyindeki Harput Mahallesi, kentsel sit alanı olarak ilan edilmiş ve bu bölgeye özel koruma ve imar planları yapılmıştır. Tarihi kent dokusunun korunması amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Harput için 2008 yılında Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmıştır.

Yörede yer değiştiren bir başka yerleşme Arguvan’dır. Heyelan nedeniyle eskisinin 2 km kuzeyine taşınmıştır. Elbistan Ceyhan ırmağının büklümü içinde ve Şar dağının kuzeydoğu eteklerinde kurulmuştur.

  • 2.3. Malatya-Elazığ Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Başlıca ekonomik faaliyetler tarım ve hayvancılıktır. Yörede en çok tahıl tarımı(arpa,buğday) yapılır. Kayısı meyvecilik içinde çok önemlidir. Kale ovasında çok sayıda kayısı ağacı bulunmaktadır. Kale Ovası, Malatya Ovası'ndan daha çok korunaklıdır. Bu ovanın yükseltisi ise Malatya Ovası'ndan daha azdır. Bu nedenle kayısı yetiştiriciligi başta olmak üzere, meyvecilik ve sebzecilik genis çapta yapılmaktadır. Endüstri bitkileri içerisinde seker pancarı üretimi 1. sırada yer almaktadır. Kayısı yetiştiriciliği yönünden ülkemizde ilk sırayı almaktadır. Üretilen kayısının % 90’ı kurutulmakta ve kurutulan kayısının % 90-95’i ihraç edilmektedir. Türkiye yaş kayısı üretiminin bugün yaklaşık % 50’si Malatya’dan sağlanmaktadır. Kayısı üretiminde özellikle Darende, Hekimhan, Akçadağ ve Merkez İlçe ön planda gelmektedir. Malatya’da yetiştirilen önemli kayısı çesitleri Hacıhaliloglu, Çöloglu, Çataloğlu, Hasanbey ve Soğancıdır. Arapgir’ den başka bir yerde yetişmeyen “siyah köhni” ile “aşık beyazı” üzümünü tanıtmak için her yıl eylül ayında bağ bozumu şenlikleri yapılmaktadır Dünyaca ünlü Yeşilyurt’un Dalbastı kirazını tanıtmak için her yıl Haziran ayının son hahasında kiraz festivali düzenlenmektedir.

Elazığ ili toprak yapısı ve iklim kuşağı olarak bağcılık için çok uygundur.Başlıca türler Öküzgözü ve Boğazkere’dir. Elazığda yetiştirilen üzümlerin yaklaşık yüzde 25 i şarap yapımında kullanılmakta, bunun da yüzde 25i Elazığdaki şarap fabrikasında işlenmektedir.

Yörede sanayi genelde tarıma dayalıdır.Devletin öncülüğünde 1930 yıllarda başta Malatya merkezde olmak üzere değişik yerlerde kurulan fabrikalar kurulmuştur. Şeker fabrikası, Tekel Yaprak İşletmesi,Tekel Sigara Fabrikası, Sümerbank Pamuklu Dokuma Fabrikası gibi. Akçadağ’da Tigem’e bağlı Sultansuyu Üretme Çihligi bulunmakta bu çiftlikte, tarım ve meyvecilikle birlikte hayvancılıkta yapılmaktadır. Ülkemizin ünlü yarış atları burada yetiştirilmektedir.

26 milyon ton olan Türkiye krom potansiyelinin %45’lik bölümü Guleman bölgesinde bulunmaktadır. Elazığ, endüstriyel hammadde açısından da başta Alacakaya ilçesindeki Elazığ vişnesi olarak adlandırılan mermer olmak üzere önemli oluşumlara sahiptir. Mermer dışında ildeki diğer endüstriyel hammaddeler florit ve kireçtaşıdır.

Turizmde Akçadağ’a bağlı Levent Beldesi yakınında Levent Vadisinin doğal yapısı ve Hitit kaya kabartmalarıyla jeomorfoturizm açısından planlaması yapılmıştır.Bu amaçla bir seyir terası yapılmıştır. Girmana Vadisi, Hekimhan ilçesine bağlı Girmana beldesindedir. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken Girmana Vadisi’nin turizme kazandırılması amacıyla Malatya Valiliği tarafından ‘Girmana Vadisi Çevre ve Rekreasyon Alanı’ projesi hazırlanmıştır. Tohma Çayı Kanyonu, Darende Somuncu Baba Camii ile Taş

 

Köprü arasında kalmaktadır. Sulu mağara, Doğanşehir Polat köyündedir. Günpınar şelalesi Darende’nin Günpınar köyündedir.Göl turizmi açısından Hazar gölü ve Keban, Karakaya baraj gölleri değerlendirilir. Kış turizmi açısından Sivrice ilçesinde Hazar Baba dağında kayak merkezi kullanılır.

 

Kültür turizmi açısından Malatya’nın yedi kilometre kuzeydoğusunda, Fırat Nehri’nin batı kıyısı yakınındaki Orduzu beldesinde yer alan Arslantepe Höyüğü, Ulu Cami(Eski Malatya-Battalgazi) ,Eski Malatya şehir surları, Silahtar Mustafa Paşa Kervansaraı (Eski Malatya),Taşhoron kilisesi(Malatya), Osman Paşa Camii(Eski Arapkir), Somuncu Baba Türbesi (Darende), Köprülü Mehmet Paşa cami (Hekimhan),Taşhan (Hekimhan), Malatya konakları (Karakaş Konağı Beş Konaklar),Elazığ’da, Ağa Cami, Esediye (Aslanlı) Cami, Alacalı Mescit, Hoca Hasan Hamamı, Cimşit Hamamı sayılabilir. Kültür turizmi içinde Malatya’da Etnografya Müzesi,Atatürk Evi Müzesi ,İnönü Müzesi, Malatya Müzesi Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi bulunur.

  • 2.4. Malatya-Elazığ Yöresinde Ulaşım

Ankara-Kayseri-Malatya üzerinden Elazığ’a gelen devlet yolu yöreyi batıya bağlayan en önemli karayoludur.Bu karayolu Bingöl-Muş-Van’a ulaşır .Yöre kuzeyde Tunceli üzerinden Kuzeydoğu Anadolu ve Karadeniz’e bağlanır. Güneyde Diyarbakır üzerinden Güneydoğu Anadolu’ya geçiş yapılır.

Yörede demiryolunda çevre bölgelere üç tane hat bulunmaktadır. Malatya’dan gelen hat Yolçatı’dan geçerek Maden ve Ergani üzerinden Diyarbakır’a ulaşmaktadır. Elazığ il merkezi 24 km’lik Yolçatı-Elazığ hattıyla Malatya’dan gelen bu hatta bağlanmıştır. Bu hat Elazığ ilinden geçerek Tatvan’a ulaşır.

Yörede Malatya ve Elazığ’da havaalanı mevcuttur. 1940 yılında hizmete giren Elazığ Havalimanının şehre uzaklığı 12 km olup, sivil-askeri kategoridedir. Malatya’da ilk havalimanı Battalgazi’de, 1941 yılında hizmete girmiştir. Günümüzdeki yerinde 1984 yılında hizmete başlamıştır.kente 34km uzaklıktadır.

Keban Baraj Gölü üzerinde Elazığ-Pertek, Elazığ-Çemişgezek ve Elazığ-Ağın arasında feribotlarla ulaşım sağlanmaktadır. Söz konusu feribotlar belirtilen ilçe belediyeleri tarafından işletilmektedir. Ayrıca, Malatya’nın  Battalgazi  ilçesinde  Karakaya  Baraj Gölü’nden  Elazığ’a  feribot taşımacılığı   yapılmaktadır.

 

 

  1. BİNGÖL YÖRESİ VE GÜNEYDOĞU TOROSLAR YÖRESİ

 

  • 1. Yukarı Fırat Bölümü/Bingöl Yöresi
    • 1.1. Bingöl Yöresi Fiziki Coğrafyası

 

Dağlık bir yöre olan Bingöl Yöresinde en yüksek dağ Bingöl dağıdır. Diğerleri arasında Şerafettin dağları, Genç dağı, Şeytan dağı sayılabilir. Genç, Karlıova ve Sancak ovaları gibi küçük ovalarda mevcuttur.En önemli akarsuyu Murat nehri yörenin güneyinden geçer ve Fırat havzasına dahil olur. Diğer akarsular Peri Suyu ve Genç suyudur. Bingöl dağlarında çok sayıda buzullar tarafından açılmış “sirk” adı verilen küçük göl vardır. Bingöl dağları ismini bu göllerden alır. Solhan ilçesi sınırları içerisinde bulunan Turna gölünde 3 adet “yüzen ada” Tabiat Anıtı olarak korunmuştur. Oğuldere köyünde Buban Bacaları yörenin önemli yerşeklidir.

  • 1.2. Bingöl Yöresinde Yerleşmeler

Bingöl Yöresinde yerleşmeler Bingöl , Karlıova, Kığı, Solhan, Genç, Kovancılar, Palu, Çat, Tekman,Yedisu ve Adaklı’ dır.

Bingöl'ün eski ismi Çapakçur (Cebel-cur) dur. “Cebel” dağ anlamına gelir , “Cur” akan anlamındadır. Bingöl’ün Aşağı Çarşı semtinden Çapakçur deresi akar. Çabakçur akan temiz su anlamına gelir. Bingöl’ün halk dilinde kullanılan adı Çolig, Çevlik kelimesinden gelir. Dağdaki kalesinden dere kenarına inen kente bağlık, bahçelik anlamında Çevlik adı verilmiştir.

Bingöl ve çevresi birinci derecede deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır.Bu durum kentin yatay ve dikey gelişimini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Bingöl Üniversitesi, 2007 yılında kurulmuştur.

  • 1.3. Bingöl Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Yörenin ekonomisi temel olarak tarım sektörüne ve hayvancılığa dayanır. Yörenin dağlık olması ve iklim nedeniyle bol kar alıp karın yerde kalma süresinin uzun olması, ekilen ürünlerin yetişme devrelerinin kısalmasına ve özellikle de yöredeki kırsal yerleşmelerin temel ekonomik faaliyetlerinin tarım ve hayvancılık üzerinde yoğunlaşmasına yol açmıştır.

Başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, darı, çavdar, baklagiller, fasulye, şekerpancarı, sebze, kavun ve karpuzdur. Genç ilçesinde, üzüm, bol miktarda elma ve armut yetişir. Bingöl'ün cevizi meşhur olup, lezzetli ve büyüktür.

Hayvancılık tarımsal faaliyetler içinde birinci sırada geçim kaynağı olarak yer almaktadır. Son yıllarda bölge koşullarına bağlı olarak hayvancılık gerilemiştir. Ancak terör olaylarının son bulmasıyla hayvancılık sektöründe yeniden bir canlılık görülmeye başlamıştır. 2000 yılı itibariyle mevcut 160 yayladan 112 tanesi kullanıma açılmıştır. Et-Balık Kurumunun kombinesi 1983'te açılmıştır. Arıcılık ve tavuk besiciliği de yapılmaktadır. Canlı hayvan, deri, kıl, yün, yağ, peynir satışı ile önemli gelir elde edilir. Yörenin balı ve kaymağı,  çok meşhurdur. Bal üretimi bakımından Bingöl iller arasında 15.sırada yer almaktadır.

Yörede sanayi gelişmemiştir. "Kalkınmada öncelikli iller" arasında yer alan Bingöl'de, sanayinin gelişmesi için teşvik tedbirleri alınmaktadır. Başlıca sanayi tesisleri yem fabrikası, süt fabrikası, et-balık kurumu kombinası, un, tuğla fabrikasıdır. Köylerde el dokuma tezgahları vardır. Kığı ilçesinde elle dokunan şallar meşhurdur. Kığı kilimleri siyah ve lacivert renkli, çizgili ve geometrik desenlidir. 1988 yılında, günlük 40 ton kapasiteli Çeltik Fabrikası faaliyete geçmiştir. Bingöl Organize Sanayi Bölgesi 2007 yılında tamamlanmıştır.

Termal turizmde Kös kaplıcaları Bingöl-Karlıova karayolunun 20.km’sindedir. Konaklama tesisleri bulunmaktadır. Bir kayak alanı Bingöl-Elazığ karayolu üzerinde Yolçatı Köyünde olup, Bingöl’e 22 Km. uzaklıktadır. Kığı’da diğer bir kayak alanı açılmıştır. Haserek kayak alanı hazırlanmaktadır.

Karlıova ilçesinde 3250 m. yükseklikteki Bingöl Dağlarının Kale Tepesi'nden " Güneşin Doğuşu"nu çok farklı seyretmek mümkündür. Her yıl Temmuz ayı ortaları-Ağustos ayı ortaları arasında en iyi şekilde seyredilebilir.

  • 1.4. Bingöl Yöresinde Ulaşım

Bingöl, batıdan Malatya ve Elazığ'dan gelerek Bingöl'e ulaşan Solhan’dan geçerek Muş’a ve Bitlis’e ulaşan karayolu üzerindedir.Kuzey ve Güney bağlantıları için Erzurum-Bingöl-Diyarbakır hattı, Bingöl için özel bir önem taşımaktadır. Yörede Çat, Genç ve Karlıova’da bu yol üzerindedir.

Bingöl merkezine  8 kilometre  mesafedeki  Çeltik suyu  köyünde 4 bin metrekare kullanım alanına sahip olarak inşa edilen ve 2 bin 300 metre uzunluğunda 60 metre genişliğinde pisti bulunan havalimanı, 12 Temmuz  2013’ te hizmete girmiştir.

  • 2. Yukarı Fırat Bölümü /Güneydoğu Toroslar Yöresi
    • 2.1. Güneydoğu Toroslar Yöresi Fiziki Coğrafyası

Güneydoğu Toros Dağları Akdeniz Bölgesinde K.Maraş yakınlarından başlayıp Doğu Anadolu Bölgesinin güney kenarını kaplayarak doğuda İran-Irak sınırına kadar uzanır. Bu dağların doğu kısmı Hakkari Yöresi içinde kalır. Fırat nehri vadisinin batısında yüksek ve geniş bir alan kaplar. Bu kısımda Malatya-Fevzipaşa demiryolunun geçtiği bir vadi yer alır. Bu alçak alanın doğusunda dağlar az parçalıdır. Burada Malatya Dağları yer alır. Malatya Dağlarının doğu kesiminde Fırat Boğazı açılmıştır. Fırat vadisiyle Bitlis Dağların arasında dağlar fazla yüksek ve geniş değildir.Bu kısmın orta kesiminden Diyarbakır’ı Lice üzerinden Bingöl’e bağlayan yol geçer ve yükseklik bu kesimde 1800m.nin altına iner. Bu geçidin batısında Akdağlar doğusunda Genç Dağları yer alır. Genç Dağları doğusundaki dağlar Bitlis Dağları ismini alır. Bitlis çayı doğusundaki dağlar Hakkari yöresine girer. Yörenin hidroğrafyasında batısından Fırat nehri, orta kesimden Dicle nehri, doğudan Batman çayı ve kolları geçer.

Kralkızı Barajı ve HES (hidroelektrik santrali), Dicle ilçesine 6 km mesafede Dicle Nehri'nin ana kolu olan Maden Çayı üzerinde yer almaktadır. Enerji üretmek amacıyla 1997 yıında tamamlanmıştır. Aynı proje kapsamında Dicle barajı, Maden ve Dibni çaylarının birleşerek Dicle Nehri'ni meydana getirdiği mevkiiden 800 m mesafede 1997 de tamamlanmıştır. Sulama ve enerji amaçlıdır.

Yörenin doğal bitki örtüsünde ters lale önemlidir. Ağlayan gelin, Hünkâr lâlesi, hatta Osmanlı Devletinin bir devrine ismini vererek Osmanlı Lâlesi olarak da anılmaktadır. Yörede çok olarak yetiştiği endemik ortamlar Gerger ve Sincik ilçeleridir.

  • 2.2. Güneydoğu Toroslar Yöresinde Yerleşmeler

Güneydoğu Toroslar Yöresinde yerleşmeler batıdan doğuya doğru Doğanşehir, Çelikhan, Sincik, Pötürge, Gerger, Çermik, Maden ,Alacakaya, Arıcak, Hani, Lice, Kulp, Sason, Mutki, Bitlis ve Şirvan’dır.

Bitlis, ismini kaleyi yapan komutan Bedlis’ten alır. Şehir, Bitlis çayının oluşturduğu dar vadinin tabanının genişlediği yerde kurulmuştur.Kent , Bitlis için hazırlanan yeni yerleşim planıyla Bitlis- Tatvan karayolu 10km.de bulunan  Rahva  Düzlüğü  adı verilen ovaya taşınmaktadır. Yeni konutlar ve resmi binalar buraya yapılmaktadır. Bitlis  Eren Üniversitesi de buraya yapılmıştır. (2007).

  • 2.3. Güneydoğu Toroslar Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Ekonomik hayatta tarımın önemli bir yeri vardır. Mevcut sanayii kuruluşları tarıma dayalıdır. Tarım potansiyelinin büyük bir kısmını tahıl oluşturur. Tahıl üretimi içinde ekim alanı en fazla olan buğdaydır. Daha sonra arpa gelmektedir.

Yöre sanayisinde Bitlis’te “gıda ürünleri ve içecek imalatı”, “madencilik ve taş ocakçılığı” ve “bitkisel üretim” sektörleri öne çıkmaktadır.

Maden bakır yatağı, en eski bakır yataklarından biridir, Bölgede Osmanlı döneminde yapılan üretim ile Osmanlı'nın borçlarını ödeyecek kadar üretim yapıldığını tarihi belgelerden öğrenilmektedir. Etibank tarafından ilk üretime 1939 yılında başlanmıştır. İşletme, 1994 tarihinden itibaren özel sektöre devredilmiştir. Maden Bakır İşletmeleri'nde yeni yataklar aranmaktadır. Maden ve Ergani birbirine karıştırılır. Bunun nedeni Maden’deki işletmenin adının Etibank Ergani Bakır Maden İşletmesi olmasıdır.

Kış turizminde 2 kayak alanı bulunur. Kentin batısında Altınkalbur kayak alanı yer alır. Bitlis kentinin kuzeydoğusunda Sapgör (Dideban) kayak alanı bulunur. Termal turizmde Çermik ilçesinde bulunan Çermik Kaplıcası, ilçe merkezine 3 km.uzaklıkta, Diyarbakır-Çermik yolu üzerindedir.

Kültür turizminde Bitlis kalesi, Çermik kalesi sayılabilir. Lice’de Bırkıleyn mağaraları mağara turizmi açısından ve kültür açısından önemlidir.Artuklu yapısı Haburman köprüsü Çermik ilçesi, Haburman Köyü yakınlarında, Diyarbakır-Malatya yolu üzerinde, Sinek Çayı üzerindedir.

  • 2.4. Güneydoğu Toroslar Yöresinde Ulaşım

Yörede geniş alan kaplayan Güneydoğu Toroslar yörede 3 yerde kuzey-güney doğrultusunda ulaşıma olanak verir. Malatya-Kahramanmaraş karayolu Güneydoğu Torosları batıdan aşar, Doğanşehir ulaşımını bu yoldan sağlar. Elazığ-Diyarbakır karayolu ve demiryolu Maden yakınlarından geçer. Bingöl-Diyarbakır karayolu Genç yakınlarından geçer.

Yöre ulaşımda demiryolundan faydalanır. Batıda Fevzipaşa-Malatya demiryolu Doğanşehir’den geçer. Elazığ-Diyarbakır demiryolu Maden’den geçer.

 

  1. YUKARI MURAT YÖRESİ, VAN YÖRESİ, HAKKÂRİ YÖRESİ

 

  • 1. Yukarı Murat- Van Bölümü: Yukarı Murat Yöresi
    • 1.1. Yukarı Murat Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yukarı Murat Yöresi, Murat nehri yukarı havzasını ve Murat suyu ve kollarının tabanlarındaki ovaları ve tek dağları kapsar. Birbirinden boğazlarla ayrılan bu ovalar yörenin güneybatısında Muş ovasıyla başlar kuzeydoğuya doğru Varto, Hınıs, Tutak, Bulanık, Malazgirt, Patnos, Eleşkirt-Karaköse, Diyadin ve Doğu Beyazıt ovaları yer alır. Yöre sularını Murat nehriyle Basra Havzasına gönderir. Kuzeydoğuda küçük bir kesim, sularını Aras nehriyle Hazar Denizine gönderir. Ağrı Dağı, Türkiye‘nin en yüksek dağıdır. Ağrı Dağının doğusunda Küçük Ağrı dağı yer alır. Eleşkirt ovasının batısında yer alan Köse dağ 3700m yüksekliktedir. Ağrı Dağı Aralık 2004 tarihinde Milli Park  olarak  ilan  edilmiştir.

Balık Gölü Türkiye‘nin en yüksek göllerinden biridir. Türkiye‘nin  önemli  kuş  alanlarından biridir. Bölgedeki asıl ünü kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Doğubayazıt Sazlığı,A ğrı dağı eteklerinde yer alan Saz Gölü, Gölyüzü Gölü’ nü ve bunların arasında uzanan geniş taşkın ovasıyla, bataklıkları kapsar. Türkiye‘nin önemli kuş alanlarından biridir. Haçlı (Bulanık gölü) Gölü Bulanık’ın güneyindedir. Bir lav seti gölüdür. Haçlı Gölü güneybatıdan akan Şeyhtokum Deresi ile birkaç kaynaktan beslenir. Hamurpet (Akdoğan) Gölleri Varto’nun kuzeybatısında Hamurpet dağlarının batısında yer alır. Gaz (Kaz) Gölü Malazgirt ilçesine baglı Aktuzla Bucağının yakınlarınddır karstik bir göldür. Gölün suyu tuzlu ve acıdır.

  • 1.3. Yukarı Murat Yöresi Yerleşmeler

Yukarı Murat Yöresinde yerleşmeler Ağrı, Muş, Varto, Doğubeyazıt, Patnos, Malazgirt, Hınıs, Bulanık, Hasköy, Eleşkirt, Diyadin, Taşlıçay, Tutak , Hamur, Karayazı, Karaçoban, Güroymak ve Korkut’ tur.

Ağrı 1630m. yükseltide ve  ova  tabanı  üzerinde  kurulmuştur.  Ağrı’nın çok eski bir yerleşim tarihi vardır. Ağrı’da İbrahim Çeçen Üniversitesi, 2007 yılında kurulmuştur.

Eski bir geçmişi olan Muş’un adı “sulak verimli ve otlak” anlamındadır. Yerleşme verimli sulak Muş ovasında kurulmuştur.Adını bir diğer kaynağı Muşkiler tarafından kurulmuş olmasıdır. Muş’ta Alparslan Üniversitesi 2007 yılında hizmete girmiştir.

  • 1.4. Yukarı Murat Yöresi Ekonomik Faaliyetler

Yöre ekonomisi temelde hayvancılık ve tarım faaliyetlerine dayalıdır.Tarım alanlarının büyük kısmını tahıllar kaplar, tahıllar içinde başta buğday yer alır geri kalan alanlarda arpa ve az miktarda çavdar üretimi yapılır.Sanayi bitkileri içinde sadece şeker pancar ekimi vardır. Şeker pancarı Ağrı ve Muş Şeker Fabrikaları için yapılmaktadır.

Yöre hayvancılık bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. Buna paralel olarak yem bitkileri üretimi büyük bir önem kazanmaktadır. Yörede üretimi yapılan yem bitkileri yonca, korunga, fiğ ve az mik.uzaklıkta Bingöl- Erzurum yolu üzerinde 1949 yılında kurulmuştur.

Sanayi imalat ve gıda sanayinde toplanmıştır.  Başlıca sanayi tesisleri Ağrı Şeker Fabrikası, Et ve Balık Kurumu Ağrı Et Kombinası, Süt Fabrikası ve Yem Fabrikasıdır.

Turizmde Doğubayazıt’ ın 35 km doğusunda, İran sınırına 2 km uzaklıkta, Gürbulak sınır kapısı ile Sarı Çavuş ( Gülveren ) Köyü arasında yer alan Meteor Çukuru olarak bilinen genişliği 35 m, derinliği 60 m olan çöküntü ilgi görmektedir. Bu çukurluğun yapılan bilimsel çalışmalarla kalkerli arazide erimeyle oluşan bir obruk olduğu belirlenmiştir.

Termal turizmde Diyadin Kaplıcaları, göl turizminde Doğubayazıt ilçesinde bulunan Balıklı göl ve dağcılık sporuna yönelik  olarak  Ağrı  Dağı  ile  Eleşkirt’de bulunan Güneykaya Kayak Alanı sayılabilir.

Buz Mağarası Küçük Ağrı Dağı‘nın güney eteğinde, Hallaç Köyü‘ne 3 km uzaklıkta bulunmaktadır. Doğal bir anıt durumundaki mağara, 8 metre derinliğinde 100 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde elips biçimli bir yapıdadır. Mağara içinde bazalt lavlar, kayalar ve insan büyüklüğüne varan bir çok buzdan dikitler bulunmaktadır.

Kültür turizminde İshak Paşa Sarayı Doğu Beyazıt’a 8km uzaklıktadır. Yörede ilgi çeken kaleler, Doğubeyazıt Kalesi, Beyazıt Eski Cami, Diyadin Kalesi, Toprakkale(Eleşkirt), Girik Tepe (Patnos), Havaren Kalesi (Hamur), Malazgirt kalesidir.

Muş’ta tarihi yapılar olarak Ulu Cami, Hacı Seref Camii, Alaaddin Bey (Pasa) Cami, Yıldızlı Han, Muş Kalesi sayılabilir. Murat Irmağı Köprüsü, Muş – Varto yolu üzerinde Muş sehir merkezine 10 km uzaklıktadır.

Diyadin’in 5 km doğusunda yer alan ve Murat Nehri’nin kenarında bulunan Yılanlı, Davut ve Köprü adıyla bilinen kaplıcalar bulunmaktadır.

  • 1.4. Yukarı Murat Yöresinde Ulaşım

Yörenin ana karayolu ulaşım hattı Erzurum- Ağrı-Doğubeyazıt karayoludur. Gürbulak sınır kapısıyla İran’a bağlanır. Diğer bir karayolu Ağrı-Van karayoludur

Ağrı’da 1997 yılında hizmete giren bir havalimanı bulunmaktadır. Muş havalimanı kente 21km uzaklıktadır.

 

  • 2. Yukarı Murat-Van Bölümü/ Van Yöresi

12.2.1. Van Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yörede Van gölü geniş alan kaplar çevresinde yüksek dağlar yer alır.Güneyde Güneydoğu Toros dağlarının Doğu Anadolu Bölgesine giren kısımları yer alır. Batıda kuzeydoğudan güneybatıya doğru Tendürek dağından başlayarak Aladağ, Süphan dağı ve Nemrut Dağı volkanlar dizisi yer alır.

Kuzeyde Aladağ ve Tendürek dağı, Dumanlı dağ yükselir. Karasu’nun kuzeyinde Pirreşit dağı bulunur. Van gölünün doğusunda Ahte dağı yer alır. Güneydoğuda Keşiş Gölü'nün batı kesimlerinde başlayan yükseltiler arasında ise en önemlisi Erek dağıdır. Güneyde ise  İhtiyarşahap dağları yer alır. Başlıca ovalar arasında yer alan Van ovası, Karasu ile Hoşap suyu arasında kalır. Van gölünün kuzeyinde Erciş ovası yer alır. Hoşap’ın güneydoğusunda Hoşap ovası , kuzeyde Bendimahi çayının suladığı Çaldıran ovası bulunur.

 

 

Başlıca akarsular Karasu çayı, Gevaş suyu, Memedik deresi, Hoşap çayı, Deliçay, Zilan çayı, Çatak çayı ve Bendimahi çayıdır. Türkiye'nin  en  büyük  gölü  olan  Van Gölü bu yörededir. Diğer göller arasında en önemlileri; Erçek Gölü, Akgöl, Sultan (Süphan) Gölü, Kazlıgöl, Değirmigöl ve Hasantimur Gölü'dür.

Van Gölü'nün suyu acı, tuzlu ve sodalıdır. Bunun başlıca sebebi, akarsuların taşıdığı tuzlu suların gölde birikmesi ve buharlaşma nedeniyle yoğunlaşmasıdır. Göl, soda üretim kaynağı olarak büyük bir rezerve sahiptir. Gölün doğu bölümünde 4 küçük ada vardır: Bunlar, Akdamar, Çarpanak, Adır (Yaka) ve Kuş adalarıdır.

  • 2.2. Van Yöresinde Yerleşmeler

Van Yöresinde yerleşmeler Van, Tatvan, Erciş, Adicevaz, Ahlat, Gevaş, Muradiye, Başkale, Edremit, Gürpınar, Hizan, Özalp ,Çaldıran ve Saray’ dır.

Eski bir yerleşim tarihi olan Van’da MÖ 900 yıllarında başkentleri Tuşba olan Urartu devleti kurulmuştur. Kent kurulduğu günden bu yana genellikle, Kazım Karabekir Caddesi ve devamı olan Van-Edremit karayolu üzeri ve Van-Erciş devlet yolu üzerine doğru büyüme deseni oluşmaktadır. Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 1982 yılında hizmete girmiştir.

  • 2.3. Van Yöresinde Ekonomik Faaliyetler
  • Van yöresinin ekonomik yapısı genel olarak tarımsal faaliyetlere dayanmaktadır. Bunun yanında ticaret, turizm ve sanayi faaliyetleri de ekonomi de önemli bir yer tutmaktadır.

Yörede hayvancılık önemlidir.Süt ve et başlıca hayvansal ürünlerdir. Yörede küçükbaş hayvancılıkta koyun, keçi yetiştiriciliği önemlidir. Yörede koyun varlığının çoğunluğunu akkaraman yerli ırkı oluşturmakla birlikte, yörenin kuzey kısımlarında morkaraman ırkı yetiştiriciliği ağırlık kazanmakta ayrıca Gürpınar’ın Norduz yöresinde ağırlığı ve süt verimi diğer yetiştiriciliği yapılan yerli ırklara oranla daha yüksek olan Norduz koyunu yetiştiriciliği yapılmaktadır. Keçi varlığının tamamını kıl keçisi yetiştiriciliği almaktadır

İnci kefalı,  sodalı sulara sahip Van Gölü'nde yaşamaya alışmış olan tek ve endemik balık türüdür. Van Gölü'nde başka bir balık türünün yaşayamaması, bölgenin yüksek dağlar arasında yer alması, uzun süren kış mevsiminde  ulaşımın  olumsuz yönde etkilenmesi ve denizlerden uzakta bulunması gibi sebeplere bağlı olarak inci kefalının bölge için önemi oldukça fazladır. İnci Kefali balığını tüm dünyaya tanıtmak için 4- 11 Haziran tarihleri arasında ‘İnci Kefali Göçü Kültür ve Sanat Festivali’ düzenlemektedir.

Son yıllarda gerek dünya da gerekse Türkiye'de büyük ilgi gören evcil kedilerden biri de Van Kedisi’dir. Ancak Van Kedisine yeterli ilgi gösterilmediğinden nesli tükenmekle karşı karşıyadır.

Turizmde doğal değerleri arasında Bendimahi Muradiye Çağlayanı, Van Gölü 'ne dökülen Bendimahi çayı üzerindedir . Süphan dağı dağcılık (alpinizm) için önemlidir. Nemrut dağı ise volkanik dağ olarak büyük kalderası ve kaldera içinde gölleriyle ilgi görür. Tatvan’da  Nemrut  Kayak  Alanı,  kış  turizminde  kullanılır.

Tarihsel turizm içinde Van Kalesi (Tuşpa), Hoşap Kalesi, Bendimahi köprüsü, Aşağı ve Yukarı Anzaf kaleleri, Akdamar Kilisesi sayılabilir.

  • 2.4. Van Yöresinde Ulaşım

Yöre karayoluyla Bitlis üzerinden doğu ve güneydoğuya bağlanır. Saray ilçesinde Kapıköy sınır kapısıyla İran’a bağlanır.Van gölü kıyıları karayolu ulaşımına uygundur .Yöre demiryolu ulaşımına sahiptir. Anadolu’dan gelen demiryolu hattı Tatvan’da Van gölünden feribotlarla Van’a ulaşır. Doğuda İran’a bağlanır. (Kapıköy) Van hava alanı 1943 yılında hizmete girmiştir. 2001 de ismi Ferit Melen havalimanı olmuştur.

  • 3. Yukarı Murat-Van Bölümü/ Hakkari Yöresi
    • 3.1. Hakkâri Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yörenin büyük bir kısmını Güneydoğu Torosların devamı olan dağlar oluşturmaktadır. Yöreyi kuzeydoğuda ayıran sınır Torosların genişlemiş kesimi ile daralmış olan kesimi arasındaki sınır alınabilir.

Güneydoğu Torosların uzantısı olan dağlar, Zap, Botan ve Habur çayları tarafından derin şekilde vadilerle yarılmıştır.  Az bir kısmı ova, diğer kısmı ise yaylalardan meydana gelmiştir. En önemli ovası Yüksekova ovası, en önemli akarsuyu Zap suyudur. Buzul dağı (Cilo dağı) Uludoruk (Reşko) zirvesinde yükseklik 4135m ye ulaşır. Bu dağın güneydoğusunda bulunan ve ondan bir vadiyle ayrılan Sat dağının yüksekliği 4000m.ye yaklaşır. Bu dağlar buzul dönemine ait buzul topoğrafyasına sahiptir. Yörede diğer dağlar, Sandil, Mordağ, Karadağ, Geverok ve Sümbül dağlarıdır. Yörenin en büyük akarsuyu Zap suyudur.

  • 3.2. Hakkari Yöresinde Yerleşmeler

Hakkari yöresinde yerleşmeler Hakkari, Yüksekova, Çukurca, Şemdinli, Çatak, Bahçesaray, Şırnak, Beytüşşebap, Uludere, Eruh ve Pervari’ dir.

Hakkari denizden 1650 metre yüksekliktedir. Zap suyu vadisinin 3 km kadar batısında, yükseltileri 3000m.yi aşan dağlarla çevrili bir alanda kurulmuştur. Hakkari Üniversitesi 2008 yılında hizmete girmiştir.

  • 3.3. Hakkari Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Yörede tarım arazisi az olduğundan tarla tarımı, meyvecilik, sebzecilik gelişmemiştir. Ancak yaylaları hayvancılık için oldukça uygundur. Şemdinli balı ünlüdür.

Tarihsel  turizmde  Hakkari’de  Zeynel  Bey  Medresesi,  Meydan  Medresesi, Şemdinli  deresi  üzerinde  Taş köprü sayılabilir.

Yörenin  florasında Ters  Lâle  yöreye özgü endemik bir türdür. Ters Lâle en yoğun olarak Hakkari merkezi ile Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde yetişmekte, yetiştiriciliği buralarda sürdürülmektedir.

12.3.4. Hakkari Yöresinde Ulaşım

Yöre kuzeye Hakkari-Van karayoluyla batıya Hakkari-Şırnak-Siirt karayoluyla bağlanır. Hakkari-Van karayolundan ayrılan hatla Yüksekova ve buradan Esendere sınır kapısından İran’a ulaşılır. Çukurca’da Irak’la 2014 de Üzümlü sınır kapısı açılmıştır. Yüksekova’da 2015 yılında havalimanı açılmıştır. (Selahaddin Eyyubi Hava Limanı)

 

  1. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

 

Güneydoğu Anadolu Bölgesi iki bölüme ayrılır:

  1. Dicle Bölümü
  2. Orta Fırat Bölümü’dür.

 

Dicle Bölümü ikiye ayrılır:

  1. Diyarbakır Havzası
  2. Mardin Eşiği Yöresi

 

Orta Fırat Bölümü üçe ayrılır:

  1. Şanlıurfa Yöresi
  2. Adıyaman Yöresi
  3. Gaziantep Yöresidir.

 

  • Dicle Bölümü/Diyarbakır Havzası
    • 1.1. Diyarbakır Havzası Fiziki Coğrafyası

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin kuzeydoğusunda suları Dicle ırmağı tarafından toplanan bir yöredir. Orta kısmından doğu- batı doğrultusunda geniş Dicle vadisi yer alır.

Dicle nehriyle kuzeyde Güneydoğu Toroslar arasında kalan havzaya Diyarbakır Havzası denir. Diyarbakır Havzası ortalama yükseltisi 500-800m olan bir platodur. Bu havzayı kuzeyden Güneydoğu Toroslar, güneybatıdan Karacadağ, güneyden Mardin Eşiği sınırlar. Havzanın eksenini doğu-batı doğrultusunda Dicle vadisi oluşturur. Dicle nehri yöreye kuzeyden girer kuzey-güney doğrultusunda akar ve doğuya döner, Devegeçidi çayı, Çermik çayı, Ambar çayı ve Batman çayı kollarını alır. Yörede başlıca barajlar Devegeçidi barajı, Dicle barajı, Göksu barajı, Batman barajıdır.

  • 1.2. Diyarbakır Havzasında Yerleşmeler

Diyarbakır Havzasında yerleşmeler Diyarbakır, Silvan, Ergani, Bismil, Çınar, Siirt, Batman, Kurtalan, Kozluk, Beşiri, Eğil, Hazro,Baykan, Kocaköy ve Tillo(Aydınlar)’ dur.

Diyarbakır, geçmişte Amida, Karaamid, Diyarbekir gibi isimlerle anılmıştır. Karaamid ismi surların ve evlerin yapımında kullanılan siyah renkli bazalt taşlarından dolayıdır. Kentin doğusunu sınırlandıran ve Dicle yatağından 100 m. kadar yükseklikte bulunan Fiskayası isimli sarp kayalıkta İçkale kesiminin buranın ilk yerleşme yeri olduği sanılmaktadır.

Doğudaki  Dört Yol’dan kuzeye ve güneye doğru uzanan ve Yenişehir’e giden yolların bağlandığı cadde üzerinde 1950’den sonra bazı resmi daireler ve çeşitli bürolar bulunmaktadır. Bankalar kent merkezinde, Gazi ve İnönü Caddeleri’nde yer almaktadır. Diyarbakır’ın Büyükşehir statüsüne geçişi, kentin etki alanının genişlemesine ve  metropoliten özellikler kazanmasına neden olmuştur.

Diyarbakır kentinde ticaret işlevleri asıl olarak sur içinde yer almaktadır. Sur içinde doğu-batı doğrultusunda uzanan Mardin Kapı ile Dağkapı arasındaki cadde (Gazi Caddesi) kentin ana ticaret eksenini oluşturmaktadır. Bu yolu dik kesen Urfa Kapısı ve Yeni Kapı arasında uzanan yol ile, bu caddelerin sağındaki ve solundaki yollarda ikinci derece ticaret merkezleridir. Kentin sur dışına çıkması konut alanlarının kuzey ve kuzeybatıdan gelişmesiyle bu yönde surun Elazığ Caddesi ticaret ekseni olarak gelişmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan ana ticaret ekseninin Dağkapı yakınında açıldığı Dörtyol çevresi kentin “modern çarşısının” odağını oluşturmaktadır. Bu Dört Yol, gerek kentin çeşitli kesimlerine giden başlıca yolların çıkış noktası olması, gerekse ticaretle ilgili başlıca kurumların bu çevrede toplanmış olması nedeniyle kent merkezinin en canlı ve en önemli yeri durumundadır.

Yörede Dicle Üniversitesi 1974 yılında Diyarbakır’da, Batman Üniversitesi 2007 yılında Batman’da, Siirt Üniversitesi 2007 yılında Siirt’te, Selahaddin Eyyûbi Üniversitesi 2013 yılında Diyarbakır’da kurulmuştur.

  • 1.3. Diyarbakır Havzasında Ekonomik Faaliyetler

Tarım  alanları  Dicle  nehri  ve  Dicle’ye  kavuşan  dere  ve  çayların  açtığı  vadilerde  yer alır.  Diyarbakır‘da sulu arazinin az olması sebze-meyve ve bağ-bahçe üretimini olumsuz yönde etkilemektedir.. En önemli ürün olarak karpuz üretimi önemlidir.

Orijinal Diyarbakır karpuzu Dicle Nehri kumsalında “kuyu karpuzculuğu”nda yetiştirilmektedir. Kuyu karpuzculuğunun 1995'ten sonra kum ocaklarının sürekli kum çekmesi ve baraj suyunun aşırı bırakılmasından dolayı yapılmamaktadır. Onun yerine kara toprakta Diyarbakır karpuzu yetiştirmeye çalışılmaktadır.

Yörenin en önemli yeraltı zenginliği petroldür. 1940 yılında 1288 m. yüksekliğe sahip Raman Dağı’nda ilk petrolün bulunmasıyla Batman hızla değişmeye başlamıştır. Batman kentinin gelişimindeki en önemli yatırımlar olan TPAO, TÜPRAŞ, BOTAŞ gibi tesisler ise merkezin güney kısmındadırlar. Yörenin en önemli tesisi Batman Petrol Rafinerisidir. 1961 yılında İstanbul Petrol Rafinerisi A.Ş (İPRAŞ)’a ait İzmit rafinerisi kurulana kadar “Batman Rafinerisi”, Türkiye’ nin tek modern rafinerisi olarak çalışmıştır.

Termal turizmde Sağlarca (Billoris) Kaplıcası, Siirt-Eruh karayolunun 15. km.’sinde Botan Çayı kenarındadır. Kültür turizminde Diyarbakır kentini çeviren surlar dünya çapında önemlidir. Tarihi yapılar arasında Diyarbakır Ulu Camii , Hazreti Ömer Cami, Sefa Cami, Hazreti Süleyman Cami, Nebi (Peygamber) Cami, Aynı Minare Cami, Hüsrev Paşa Hanı sayılabilir. Hüsrev Paşa Hanı kentin güneyinde yer alan Mardin Kapısının sağında bulunmaktadır. Osmanlı Valisi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapının daha çok Delliler Hanı olarak bilinmesinin nedeni Hicaz’a giden hacı adaylarına ait kervanları götürecek delillerin(rehberlerin) burada bulunmasındandır.

Yerleşim tarihi çok eski olan yörede arkeolojik turizm açısından da önemlidir. Ergani’nin 7km güneybatısında Çayönü höyüğü ve  Hilar Kayalıkları, Silvan-Batman karayolunu kuzeyindeki kayalık mevkide Hassuni mağaraları arkeolojik turizm için sayılabilir. Yörenin kültür turizminde en tanınmış yeri Hasankeyf’tir. 2010 yılında Dicle üzerinde başlanan Ilısu Barajı Hasankeyfi kısmen sular altında bırakacaktır.

Müzeler arasında Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ,Cahit Sıtkı Tarancı (Etnografik) Müzesi, Ziya Gökalp Müzesi, Gazi Köşkü sayılabilir.İnanç turizmi açısından Baykan ilçesi Ziyaret beldesinde Veysel Karâni Hz. Türbesi yöreye canlılık kazandırmıştır. İsmail Fakirullah Hz. ve İbrahim Hakkı Hz. Müzesi Tillo(Aydınlar) dadır.Yöresel el sanatı olarak saf tihikten üretilen Siirt Battaniyesi önemlidir.

  • 1.4. Diyarbakır Havzasında Ulaşım

Ana karayolu hatlarından Diyarbakır-Bitlis karayolu, yörenin kuzey kesimlerinden ve Silvan’dan geçer. Diğer karayolu hattı Diyarbakır-Bismil-Batman-Beşiri-Kurtalan-Siirt karayoludur. Yörede Diyarbakır-Batman üzerinden Kurtalan’a kadar demiryolu ulaşımı bulunmaktadır.Hava ulaşımında Diyarbakır Havalimanı, Batman Havalimanı(1992), Siirt Havalimanı(1998) olmak üzere 3 havalimanı bulunmaktadır.

 

  • 2. Dicle Bölümü/Mardin Eşiği Yöresi
    • 2.1. Mardin Eşiği Yöresi Fiziki Coğrafyası

Diyarbakır Havzasıyla Suriye’ye doğru alçak düzlükler arasına 1500m kadar yükseklikte Mardin Eşiği girer.Bu eşiğin doğu kesimine eklenmiş bulunan Midyat çevresindeki dağları da içine alacak şekilde dağlık kütlenin tümüne birden  Mardin-Midyat Eşiği  denir.

Yörenin yaklaşık yarısı fazla yüksek olmayan dağlarla kaplıdır.Doğu-batı doğrultusunda uzanan bu dağlar,Mardin ovasından yaklaşık 600 m yükseklikte kuzeyde Diyarbakır Havzasıyla güneyde Yukarı Mezopotamya ovası arasında basmaklarla yükselen bir eşik oluşturur. Genel olarak Mardin Dağları adı verilen dağlık alanda bazı dağların yükseltisi 1000m.nin üstüne çıkar: Dilek Dağı, (1.231 m.) Ziyaret Tepe (1.160 m.) Kalınca Tepe (1.134 m.) ve Alem Dağı (1.041 m.)’dır. Yörenin diğer dağları Mazıdağı, Abdulaziz Dağları ve Midyat Dağlarıdır. Yörenin  güneyinde  Kızıltepe ,  Mardin  ve  Nusaybin  Ovaları  yer  alır.

Yörenin hidroğrafyasında Gümüş suyu batıda akar ve Suriye topraklarına girer. Çağ Çağ Deresi, Karasu ile Beyazsu adındaki iki koldan oluşmaktadır. Yörenin diğer suları Savur suyu ve Buğur çayı Dicle’ye karışır. Çağ Çağ Barajı 1968 yılında hizmete açılmıştır.

  • 2.2. Mardin Eşiği Yöresinde Yerleşmeler

Yörede Mardin , Kızıltepe, Derik, Nusaybin, Cizre, Midyat, Dargeçit, İdil, Gercüş, Mazıdağı, Savur, Silopi, Güçlükonak, Ömerli ve Yeşilli’ dir.

Mardin’in ismi kale anlamına gelen Merdi, Marda, Merdin kelimelerinden gelir. Çok eski bir yerleşim alanı olan  Mardin  kenti, 1970’lere kadar eski yapısını önemli ölçüde korumuştur. Özellikle 1980’lerden sonra yerleşim Yenişehir mevkiinde gelişmeye başlamıştır. Şehrin diğer bölgeleri (Kuzey, Güney ve Doğu) doğal engellerden dolayı bir gelişme göstermemiş olup, Şehir kuzeybatı istikametinde Mardin-Diyarbakır yolu üzerinde gelişmektedir. 2000 yılından itibaren kırsal alandan Mardin Merkezine göçün olduğu görülmüştür.Bu nedenle yapılaşma devam etmektedir. Mardin Artuklu Üniversitesi 2007 yılında Mardin’de kurulmuştur.

  • 2.3. Mardin Eşiği Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Tarımsal ürünlerde buğday birinci sıradadır.Yörede hayvancılık önemli bir yer tutar. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Yörenin topoğrafya ve iklim koşullarının hayvancılığa uygun olması en önemli etkendedir.

 

Yörede başlıca sanayi tesisleri Mardin’de toplanmıştır. Yörenin en önemli madeni Mazıdağı Bölgesindeki 68 Milyon ton rezervli fosfattır.

Yörede  petrol  rezervi  bulunmaktadır. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Nusaybin İlçesi Kozluca ve Çamurlu mevkilerinde başlattığı petrol arama çalışmaları sonunda açılan 3 kuyuda ham petrol çıkmış, kuyulardan çıkan ham petrolün testi de pozitif çıkmıştır.

Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralı yani Ilısu Projesi, Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde bulunan, sulama ve hidroelektrik gücü sağlayan “Güneydoğu Anadolu Projesi”nin (GAP) 22 barajından biridir. Ilısu Barajı, Dicle Nehri üzerinde inşa edilmektedir.

Yörenin Kültür turizminde Mardin Kalesi, Kasımiye Medresesi, Zinciriye Medresesi, Ulu cami, Deyrulzafaran Manastırı, Deyrulumur Manastırı (Midyat), Mor Yakup Manastırı (Nusaybin) sayılabilir.

  • 2.4. ardin Eşiği Yöresinde Ulaşım

Yörenin karayolu kavşak merkezi Mardin’dir. Yöre kuzeye Mardin-Diyarbakır karayoluyla bağlıdır. Diğer bir ana karayolu hattı Şanlıurfa-Mardin-Nusaybin hattıdır. Yörede Irak’la Silopi’den Habur sınır kapısı bulunur. Suriye ile yörede 3 sınır kapısı bulunmaktadır. Bunlar Girmeli(Nusaybin) sınır kapısı, Şenyurt sınır kapısı ve Cizre sınır kapısıdır.Mardin Havalimanı Mardin-Kızıltepe arasında 1999 yılında hizmete girmiştir.

 

  1. ŞANLURFA YÖRESİ, ADIYAMAN YÖRESİ, GAZİANTEP YÖRESİ

 

  • 1. Orta Fırat Bölümü/ Şanlıurfa Yöresi

Orta Fırat Bölümü: Güneyoğu Anadolu Bölgesinin bu batı bölümü Fırat nehriyle ikiye ayrılır. Fırat nehrin doğusunda kalan kesim Şanlıurfa Yöresidir. Batısındaki engebeli kesim ise Gaziantep Yöresi ve Adıyaman Yöresi olarak ikiye ayrılır.

  • 1.1. Şanlıurfa Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yörenin yüzeyşekillerine hafif dalgalı Şanlıurfa Platosu hâkimdir. Bu plato üzerinde doğuda volkanik bir dağ olan Karacadağ, orta kesimde Tektek dağı, batıda Karadağ yer alır. Platonun güneyinde Halfeti ovası, Suruç ovası, Harran ovası, Viranşehir ovası yer alır. Yörenin hidroğrafyasına batısından geçen Fırat nehri hâkimdir.

Halil-Ür Rahman Gölü ve Aynızeliha Gölü Şanlıurfa’nın Gölbaşı semtinde kaynak suları üzerinde oluşmuştur. Fırat nehri üzerinde Bozova’nın 24km kuzeybatısında Atatürk Barajı 1992 de yapılmıştır. 2000 yılında tamamlanan Birecik Barajı enerji ve sulama amaçlıdır. Birecik Barajı suları altında kalan Halfeti 15 km uzaklıkta yeni yerleşim yerine taşınmıştır..Güneydoğu Anadolu Projesi'nin bir bölümünü teşkil eden, Fırat Projesi'nin ikinci ünitesi olan Karkamış Barajı ve HES Tesisi, Fırat Nehri üzerinde, Suriye Sınırı'na 4.5 km. mesafededir.

  • 1.2. Şanlıurfa Yöresinde Yerleşmeler

Şanlıurfa Yöresinde yerleşmeler Şanlıurfa, Siverek, Viranşehir, Ceylanpınar, Sürüç, Birecik, Bozova, Hilvan, Akakale, Harran ve Halfeti’dir.

Şanlıurfa, 1094 yılında Selçuklu topraklarına katılmıştır. Şanlıurfa kenti, Kurtuluş savaşında halkın Fransız işgaline karşı göstermiş olduğu kahramanlık ve 11 Nisan 1920 tarihinde Fransız işgaline son verilmesi nedeniyle 12.06.1984 tarihli resmi gazetede yayımlanan kanunla T.B.M.M'den "Şanlı" payesini almış ve şehrin adı "Şanlıurfa" olmuştur.

Şanlıurfa  kenti,  kuzey ve doğuya doğru bir gelişme göstermektedir. Bunun nedeni ise yerleşime uygun alanların bu bölgelerde oluşudur. Şanlıurfa merkezinin önemli bir kesimi arkeolojik ve kentsel sit alanı içinde yer  almaktadır.  Bu  alanlar  için halen yürürlükte olan bir koruma planı yapılmıştır. Koruma amaçlı imar planında özel planlama alanı olarak belirtilen ve Balıklıgöl çevresi ile geleneksel çarşıları içeren alanda, yenileme - canlandırma - tasarım projesi yapılmıştır. Harran Üniversitesi kentte,  1992 yılında kurulmuştur.

  • 1.3. Şanlıurfa Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Başlıca tarımsal ürünler arpa, buğday, mercimek, pamuk, çeltik ve kenevirdir. Halfeti ve Birecik ilçelerinde zeytincilik yapılır. Gün geçtikçe zeytinin yerini daha kârlı olan fıstık ağaçları almaktadır. Tektek Dağlarında yabanî fıstık ağaçları aşılanmaktadır. Şanlıurfa tünelleri, GAP’a dâhil büyük bir sulama projesidir.

Bitkisel tarımdan sonra en önemli gelir kaynağı hayvancılıktır. Türkiye’nin en iyi yarış atları bu yörede yetiştirilir. Orman Bakanlığı Avcılık ve Yaban Hayatı Dairesi Başkanlığı ceylanları korumak ve neslinin devamını sağlamak amacı ile 1977 yılında Ceylanpınar Tarım İşletmesinde tesis edilen ceylan parkında ceylan üretimine başlamıştır. Urfa’nın tereyağı çok meşhurdur. Siverek’te, yağcılık bir sanayi koludur.

Yöre kültür turizmi açısından önemlidir. Şanlıurfa kenti tarihsel dokusu bu açıdan önemlidir. Tektek Dağları Milli Parkı, Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, Harran ilçesi ve Akçakale ilçesi sınırlarındadır. 2007 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Şuayıp Şehri Harabeleri, Soğmatar Harabeleri, Senem Mağarası alandaki önemli arkeolojik kalıntılardır. Halk arasındaki bir inanca göre, Şuayıp peygamber Şuayıp şehrinde yaşamıştır ve kent adını bu peygamberden almıştır. Kalıntılar arasındaki bir mağara Şuayıp peygamberin makamı olarak ziyaret edilir. Harran’ın konik kubbeli evleri kültür turizminde ilgi çeker.Göbeklitepe Şanlıurfa’ya 15 km uzaklıktadır. Günümüzden 15 bin yıl önce inşa edilmiş bir tapınaktır. İnanç turizmi açısından dünya çapında önemi bulunmaktadır.

Halfeti’nin büyük çoğunluğu Birecik Barajı suları altında kaldığından ilçenin yeni yerleşim alanı olarak Karaotlak bölgesi  tespit  edilip  yerleşme  yeniden inşa edilmiştir.Halfeti, yetiştirilen “siyah gülü” ile ünlüdür.

Dünyada nesli yok olma tehlikesi altında olan ve Birecik ilçesinde doğal olarak bulunagöçmen Kelaynak kuşları, Birecik’te üretme istasyonunda 112 bireylik koloni halinde varlıklarını sürdürmektedirler

  • 1.4. Şanlıurfa Yöresinde Ulaşım

Yörenin karayolu kavşak merkezi Şanlıurfa’dır.Adana-Şanlıurfa otoyolu ana ulaşım hattıdır. Atatürk Baraj gölünde feribotla iki kıyı arasında taşımacılık yapılmaktadır. Şanlıurfa GAP Uluslararası Havaalanı hizmete girmiştir.

 

 

  • 2. Orta Fırat Bölüm/Gaziantep Yöresi
    • 2.1. Gaziantep Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yörenin yüzeyşekillerine ortalama yükseltisi 800m olan Gaziantep Platosu hâkimdir. Fırat nehrinin kolları bu platoyu bazı kesimlerde derin bir şekilde yarmıştır.Platonun kireçtaşından oluşan bölümlerinde dolinler ve polyeler yer alır. Gaziantep kentinin kuzeydoğusunda Güllüce polyesi gibi. Ovalar bu platonun kuzeyinde (Araban ve Yavuzeli ovaları) ve güneyde( Oğuzeli ovası) yer alır. Yörenin kuzeybatısında Kartal dağı bulunur. Yörenin hidroğrafyasında,  doğuda  Şanlıurfa  yöresiyle  paylaştığı  Fırat  nehri  yer alır.  Diğer önemli suyu Nizip çayıdır.

  • 2.2. Gaziantep Yöresinde Yerleşmeler

Gaziantep Yöresinde yerleşmeler Gaziantep, Nizip, Araban, Oğuzeli, Şehitkamil, Şahinbey, Elbeyli, Karkamış ve Yavuzeli’ dir.

Gaziantep’in eski adı Ayıntap’dır. Tarihi İpek Yolu da kent merkezinden geçmiştir.Gaziantep’te eski yerleşim alanı Kale çevresidir. 1950 lerden sonra kent göç almaya başlamıştır. Gaziantep’te 1987 yılında Gaziantep Üniversitesi, 2008 yılında Hasan Kalyoncu Üniversitesi, 2009 yılında Zirve Üniversitesi, 2013 yılında Sanko Üniversitesi kurulmuştur.

  • 2.3. Gaziantep Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Tarımsal ürünlerde tahıllarda buğday ve arpa baştadır.Dikili alanlarda antep fıstığı ve zeytin önemlidir. Sanayi ve ticarette GAP Bölgesi’nin en gelişmiş ilidir. Gaziantep’te 4 adet Organize Sanayi Bölgesi faal durumdadır.

Prehistorik turizmde Dülük antik kenti, Gaziantep’in 10km kuzeyinde Dülük kentindedir. Karkamış harabeleri, Türkiye-Suriye sınırındadır. Nizip’in  10km doğusunda büyük bölümü Birecik barajı suları altında kalan  Zeugma antik kenti bulunmaktadır.

Yörede kültür turizmi için Gaziantep Kalesi, Rumkale, Gaziantep’te Ömeriye cami, Boyacı cami, Ahmet Çelebi cami sayılabilir. Gaziantep, Antakya’dan başlayan Asya’ya uzanan İpek yolu üzerindedir. Yöre kültür turizminde müzeler açısından zengindir. Gaziantep’te Hasan  yer alır.

  • 2.4. Gaziantep Yöresinde Ulaşım

Gaziantep karayolu ulaşımında önemli bir merkezdir. Adana-Şanlıurfa otoyolu üzerindedir. Kuzeyde Kahramanmaraş, güneyde Kilis karayolu hatları önemli hatlardır.

Yöre demiryolu ulaşımından faydalanır.Ana demiryolu hattından Narlı’dan ayrılan bir hat Gaziantep üzerinden Karkamış’a ulaşır. 1976 da hizmete giren Gaziantep Havalimanı, 2006’ da genişletilerek uluslar arası havalimanı olmuştur.

 

 

 

  • 3. Orta Fırat Bölümü /Adıyaman Yöresi
    • 3.1. Adıyaman Yöresi Fiziki Coğrafyası

Yörenin yüzeyşekillerine kuzeye doğru yükselen ve doğuya Fırat nehrine doğru alçalan plato hâkimdir. Bu plato Fırat nehrine su gönderen akarsularla yarılmıştır. Başlıca yükseklikler Akdağ, Tucak dağı ve Nemrut Dağı’dır. Güneye inildikçe yükseklikler azalır ve ova nitelikli araziler başlar. Bunlar Adıyaman- Kâhta ovası, Gölbaşı ovası, Çakırhöyük ovası ve Azaplı-İnekli ovasıdır.

Yörenin hidroğrafyasında akarsulardan Kâhta çayı ve Fırat nehri bulunur. Yörenin gölleri Gölbaşı, İnekli, Azaplı gölleridir. Atatürk Barajı, Adıyaman’ ın 35km. güneyinde Fırat Nehri üzerinde kurulmuştur. 1 ilçe (Samsat) tamamen, 2 ilçe ve üç bucak kısmen 10 köy tamamen, 69 köy kısmen, Diyarbakır ilinde ise 1 köy tamamen, 11 köy kısmen sular altında kalmıştır.

  • 3.2. Adıyaman Yöresinde Yerleşmeler

Adıyaman Yöresinde yerleşmeler Adıyaman, Besni, Gölbaşı, Kâhta, Tut ve Samsat’ tır.

 

Adıyaman’ın eski adı Hısn-ı Mansur’dur. Kentin çevresinin meyve ağaçlarıyla kaplı olmasından Vadi-i Leman (Güzel Vadi) kelimesi zamanla Adıyaman’a dönümüştür. Halk arasında bu isim kullanılırken resmi ad Hısn-ı Mansur,  1926’ da  resmen  Adıyaman  olmuştur.

Adıyaman şehrinin ilk çekirdeğini oluşturan yerleşim alanını şehrin 5 km. kuzeydoğusunda bugünkü Örenli Mahallesi olarak ifade edilen Perre (Pirin) adı ile ortaya çıktığı ve bunun Neolotik döneme kadar uzandığı kesinlik kazanmıştır. Perre (Pirin) şehri Kommagene Krallığı döneminde önemi kazanmış ve dönemin önemli şehirlerinden biri olarak tarihte yerini almıştır.

14.3.3. Adıyaman Yöresinde Ekonomik Faaliyetler

Tarımda bitkisel üretim tahıl tarımı üzerinde yoğunlaşmıştır. Tütüne kota uygulamasından dolayı tütün alanlarında daralma dolayısıyla bu alanlarda alternatif ürünlere yönelme arayışına sebep olmuştur. Son yıllarda zeytincilik ve trabzon hurması yetiştiriciliği de önem kazanmaya başlamıştır. Yörede Antepfıstığı, tütün, mercimek ve nohut gibi tarım ürünleri üretiminde, son 10-15 yılda gerek kalite gerekse miktar yönünden önemli mesafeler alınmıştır.

Yörede sanayi Adıyaman’ da, 1967 yılında faaliyete giren ve devlet kuruluşu olan Sümerbank (Pamuklu Sanayi İşletmesi)‘la başlamıştır. Daha sonra yine Devlet Kuruluşu olan Süt, Çimento Fabrikaları ile sanayi gelişme göstermiştir. 1988 yılına kadar sanayileşme konusunda ciddi bir gelişme olmamıştır.

Adıyaman Bölgesinde ilk petrol keşfi 1958 yılında California Asiatic Oil Co. Tarafından yapılmış, Kâhta-1 kuyusunda yapılan keşifle petrol bulunmuştur. TPAO’nun Adıyaman Bölgesindeki ilk petrol keşfi ise 1971 yılında gerçekleştirilmiş olup, Adıyaman-2 kuyusunda petrol bulunmuştur. TPAO tarafından 1971 yılından günümüze kadar  petrol  üretimi  yapılan  Adıyaman  Bölgesi, Türkiye’de petrol bulma olasılığının yüksek olduğu bir yerdir.

Arkeolojik turizmde en önemli değeri Nemrut Dağındaki kalıntılardır. Nemrut Dağı’nın 2150 m yükseklikteki zirvesinde Geç Helenistik Devirden kalma tapınaksal mezar anıtı, yeryüzünün en değerli kültür varlıklarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu anıt ve çevresi 1987 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın Kültür Mirası” listesine alınmış, 1988 yılında da Milli Park ilan edilmiştir(Nemrut Dağı Milli Parkı)

  • 3.4. Adıyaman Yöresinde Ulaşım

Ana karayolu ulaşım hattı Kahramanmaraş-Malatya karayolundan Adıyaman’a ulaşna hattır. Yöre 1998 tarihinde hizmete giren Adıyaman Havalimanıyla hava ulaşımına sahiptir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.