Type Here to Get Search Results !

D.B. Ortadoğu Ünite 8-14 Özet

 8. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

Birleşik Arap Emirlikleri yaklaşık 77.700 km2 alan (adalar dışında) kaplar. Birleşik Arap
Emirliklerinde
7 emirlik bulunur.
Abu Dabi: Birleşik Arap Emirlikleri’nde ticari yaşamın ve devletin merkezi Abu Dabi’dir.
Modern binalarının mimarisi ve gökdelenleri ile Orta Doğu’da ayrı bir yere sahiptir.
Petrolün keşfedilmesi Abu Dabi ekonomisini yeniden canlandırdı.
Abu Dabi, 1962’de
kıyının açıklarındaki Umm Shaif yataklarından petrol ihraç eden ilk emirliktir.
Dubai: Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri içinde en geniş ikinci emirliktir. Dubai şehri,
meşhur Dubai Koyu ya da Khor ile bölünmüştür. Bu doğal liman ve Dubai’nin uluslararası
ticaret haritasındaki stratejik lokasyonu, onu dünyanın önde gelen ticaret merkezlerinden
birisi yapar.
Şarcah: Ajman’ın küçük toprakları tarafından kesintiye uğratılır. Şarcah, Dubai ve
Re’sül Hayme
emirlikleri arasındadır. Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nin Kriket
Başkentidir
.
Acman: Acman Emirliği, Ummü’l-Kuveyn ve Şarcah emirlikleri arasında, İran Körfezi
kıyısında yer almaktadır. Acman’ın iki önemli bölgesi güneydoğu köşesindeki tarım bölgesi
Masfout ile doğudaki Manama’dır.
Ummü’l-Kuveyn: Ummü’l-Kuveyn batı kıyısında Acman ve Re’sül-Hayme arasında
bulunmaktadır. Bu emirliğin geleneksel faaliyetleri balıkçılık ve hurma tarımıdır.
Hayme: Re’sül-Hayme, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en kuzeyde yer alanıdır.
Re’sül-Hayme şehrine yakın bir kasaba olan Digdagga, çok büyük bir modern tarımsal
çiftliğe sahiptir.
limandır.
Füceyre: Füceyre Birleşik Arap Emirlikleri içinde eşsiz bir konuma sahiptir. Diğer altı
emirlik İran Körfezi boyunca yer alırken, Füceyre doğu kenarında ve Umman Körfezi
kenarında bulunan tek emirliktir. Birleşik Arap Emirlikleri’nin topraklarını ikiye ayıran
Hacer dağlık kütlesi, Füceyre’yi de ülkenin geri kalanından ayırır.
8.1. Çevresel Temeller
Yerşekilleri; Birleşik Arap Emirlikleri‘nin toprakları, kuzeydeki dağlık alanlar
dışında, çoğunlukla çöllerle ve düz ve hafif dalgalı alanlarla kaplıdır. Ülkenin temelinde
Arabistan sert kütlesi ve bunun üzerinde ise petrol yataklarının bulunduğu az kıvrımlı 2.
ve 3. jeolojik zamanlara ait tortul araziler yer alır.
Birleşik Arap Emirlikleri yaklaşık 90 km boyunca Umman Körfezi boyunca uzanır; bu kıyı
bölgesi “El Batinah kıyısı” olarak bilinmektedir. Bazı yerlerde 2.500 m yükseltiye erişen El
Hacer el Garbi (Batı El Hacar) Dağları El Batinah kıyısını ülkenin geri kalan kısmından
ayırır.
İklim Koşulları; Birleşik Arap Emirlikleri’nin iklimi genelde sıcak ve kuraktır. En
sıcak aylar Temmuz ve Ağustos’tur, bu aylarda ortalama en yüksek sıcaklıklar kıyı
ovasında 48
0C’nin üzerindedir. Ortalama yıllık yağış kıyı bölgelerinde 120 mm’den daha
azdır, fakat bazı dağlık bölgelerde 350 mm’yi sık sık aşar.
Bitki Örtüsü; Birleşik Arap Emirlikleri topraklarının büyük kısmını kaplayan çöllerde
doğal bitki örtüsü büyük ölçüde çok seyrek ot ve çalılardan ibarettir. Yalnızca Abu Dabi’de,
çöllerle kaplı olmasına rağmen, günümüzde 120 milyonun üzerinde ağaç dikmiştir.

8.2. Nüfus ve Yerleşme
Günümüzde Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait olan toprakların kıyıları boyunca (özellikle
Dubai kıyılarında), MÖ 5. yy. kadar eski bir tarihte balıkçılık yapan toplumların yaşadığına
ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Müslüman emirliklerin ise en azından 7. yüzyıldan beri
bulundukları bilinmektedir.
1900 ve 1960 yılları arasında, emirliklerde (çoğunlukla kıyılarda yer alan küçük
yerleşmelerde) 80.000-95.000 nüfusun yaşadığı tahmin edilmektedir. 1963’te Abu
Dabi’nin kıyılarından petrol ihracatının başlaması zenginliği beraberinde getirdiği gibi
yabancı işgücüne bir talep de doğurdu. İlk sayım, İngilizlerin gözetiminde, 1968’de
yapıldı; bu sayıma göre emirliklerde toplam 180.226 kişi yaşıyordu. 1995’te 2.4 milyon
dolayında olan nüfus, günümüzde 9.4 milyonu da aşmıştır. Bu nüfusun etnik açıdan
yaklaşık % 87’sini Araplar oluşturur. Birleşik Arap Emirlikleri nüfusunun büyük çoğunluğu
(% 96’sı; bunun % 16’sı Şii) Müslüman’dır. Geri kalanı Hristiyanlar, Hindular ve % 4’lük
bir oranla da diğer dinlere mensup olanlar oluşturur.
Nüfus yoğunluğu km2’de 112 kişi olmasına rağmen, nüfus yedi emirlik arasında eşit
dağılmamıştır. En yoğun nüfuslu üç emirlik -
Abu Dabi, Dubai ve Şarcah- toplam nüfusun
kabaca % 84’ünü oluştururlar.
8.3. Ekonomik Yapı
Petrolün keşfedilmesinden önce, günümüzün Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan
her bir emirlik benzer ekonomik yapıya sahiplerdi. Bu ekonomilerin ham maddelerini
körfezin balık ve incileri ile kıyılardak8i sınırlı toprak ve az bulunan su kaynakları
oluşturuyordu. Bu acımasız ve sınırlı ortamda, zengin de yoksul da yüksek sıcaklıklar,
hastalıklar ve açlıkla baş etmek zorundaydı. Farklı faaliyetlerde bulunan farklı sınıflar, inci
avlamak /çıkarmak için körfezin sularına dalan köleler ve çekiçle döverek kahve kapları
yapan zanaatkârlardan zengin inci tüccarlarına ve güçlü şeyhlere kadar değişiyordu.
Hükümran olan şeyhlerin gelir kaynakları arasında geleneksel ücretlerin/vergilerin
toplanması, balıkçılık lisanslarının çıkarılması ve hurma bahçelerinden toplanan vergileri
de vardı. Çoğu arazi sahibi ve zengin olan inci tüccarları, servetleri ve çeşitli bağlantıları
nedeniyle politik güç sahibiydiler. Ayrıca, vahalarda hurma yetiştirenler, göçebe
hayvancılık yapan gruplar ve küçük tüccarlar da vardı. Emirliklerin kıyılarının açıklarındaki
zengin yataklardan çıkartılan inciler, 1930’lara ve 1940’lara kadar tek ve en büyük
zenginlik kaynağıydılar.
8.3.1. Petrol ve Doğal Gaz
Abu Dabi 1966’da Petrol İhraç Eden Ülkeler Topluluğu’nun (OPEC’in) üyesi
olmuştu. 1980’lerde ve 1990’lardaki keşifler, Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol ve doğal
gaz rezervlerini büyük ölçüde arttırdı. 1992’de dört petrol-üreten emirliğin toplam ham
petrol rezervlerinin 98 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin de 5.2 trilyon m3 olduğu
tahmin ediliyordu. Birleşik Arap Emirlikleri günde yaklaşık 2.4 milyon varil petrol
üretmeye devam etmektedir.
8.3.2.Tarım
Tarım faaliyetleri 1990’ların başında Birleşik Arap Emirlikleri ekonomisinin küçük bir
parçasını oluşturuyordu; TUÜ’in yalnızca % 2’si tarım faaliyetlerinden karşılanıyordu.
Tarımsal faaliyetler suyun bulunabildiği alanlarla sınırlanmaktadır. Nispeten bol su
kaynaklarının yerleşik tarıma olanak sağladığı Re’sül-Hayme’nin ovaları ile El Buraymi ve
El Liva vahaları, özellikle hurma ve hayvan yemi elde edilecek ürünlerin ekim alanlarıdır.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde ekili alanın çoğu sayıları 4 milyonun üzerinde olan
hurma ağaçları ile kaplıdır. Tarımla uğraşanların sayısı da 1970’lerin başında yaklaşık
4.000 kadarken günümüzde 20.000’i aşmıştır. Ekilebilir alanın sınırlı oluşu, yüksek
sıcaklıklar, periyodik çekirge sürülerinin verdikleri zararlar ve sınırlı su kaynakları tarımsal
faaliyetin önündeki başlıca engellerdir.
8.3.3.Balıkçılık
Devlet, Birleşik Arap Emirlikleri’nin geleneksel balıkçılık faaliyetini desteklemektedir. Bu
amaçla balıkçı teknelerinin alımında % 50’lik bir destek sağlar ve ücretsiz onarım ve
bakım işlerinin yapıldığı atölyeler açılmıştır. Balıkların sayısı 1980’de 4.000’den 1990’da
10.611’e yükselmiştir; günümüzde de 15.000 dolayında olduğu tahmin edilmektedir.
9. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: İSRAİL
İsrail Afrika ve Asya’yı birleştiren dar bölgede, Akdeniz ile Suriye ve Arabistan
çölleri arasında yer alan bir Orta Doğu ülkesidir. Ülke doğudan Suriye, Ürdün ve Batı Şeria
(West Bank), kuzeyden Lübnan dağları, güneybatıdan da Mısır ve Gazze Şeridi ile
çevrelenmiştir.
İsrail, 1967’deki Altı-Gün Savaşları sırasında; Batı Şeria’yı
Ürdün’den, Gazze Şeridi’ni ve
Sina’yı
Mısır’dan, Golan Tepeleri’ni Suriye’den almıştır. Gazze Şeridinde İsrail, Filistin
Özerk Yönetimi ile yapılan Oslo Anlaşmasına uygun olarak hava sahasının, su
kaynaklarının ve kıyı boyundaki deniz ulaşımını kontrol etmeye devam etmektedir. Gazze,
Gazze Şeridi’nin en büyük şehridir. Gazze halkının yaklaşık %75’i 25 yaşın altındadır ve
dünyada mülteci olarak başka bölgelerde yaşayan en yüksek sayıda halka sahip
şehirdir.Batı Şeria, şu an itibari ile hiçbir devlete ait değildir.

9.1. Çevresel Temeller
9.1.1. Coğrafi Bölgeler
İsrail uzunluğu boyunca başlıca üç bölgeye bölünmektedir: Kıyı ovası, Dağlık bölge ve
Ürdün Vadisi Çukuru.
1- Kıyı Ovası: Ülkenin batısındaki uzun ve dar kıyı bölgesi, kuzeyde Rosh haNikra’dan güneyde Sina Yarımadası’na kadar uzanır. Tel Aviv ve Hayfa’yı da içeren ülkenin
büyük şehirlerinin çoğu bu bölgede bulunur. İsrail kıyı ovaları
Galile Ovası, Akra Ovası, Karmel Ovası, Şaron Ovası, Akdeniz Kıyı Ovası ve
Güney Kıyı Ovası’dır.
2- Dağlık Bölge:
Dağlık bölge, kıyı ovası ve Ürdün Vadisi Tektonik Çukuru arasında,
kuzeyde Lübnan’dan güneyde Eilat Körfezi’ne kadar uzanır. Bölgenin en yüksek zirveleri
Galile’de Meron Dağı’nda, Samaria’da Ba’al Hatsor Dağı’nda ve Negev’de Ramon Dağı’nda
bulunmaktadır.
3- Ürdün Vadisi Tektonik Çukuru: Çukur, İsrail’in tüm uzunluğu boyunca,
kuzeydeki Metula kasabasından güneyde Kızıl Deniz’e kadar uzanır. İsrail’in en büyük
nehri olan Ürdün, Ürdün Vadisi’nin içinden akar ve ülkenin iki büyük gölünü içerir: İsrail’in
en büyük tatlı su kütlesi olan Kineret (Galile Denizi) ve dünyada en alçak nokta olan Ölü
Deniz’dir.
9.1.2. İklim Koşulları
İsrail’de iklim koşullarının genel özellikleri şunlardır:
İsrail üç klimatik bölgeye sahiptir: Kuzeyde sıcak yazlar ve yağışlı kışlarla
karakterize edilen Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. Kıyı ovasında yazlar nemli,
kışlar ılık; dağlarda ise yazlar kurak, kışlar ise oldukça soğuk geçer.
Kurak devrenin en sıcak ayları Temmuz ve Ağustos’tur.
İki mevsimin belirgin olduğu subtropikal bir iklim tipi hüküm sürmektedir.
Yağışın çoğu kış mevsiminde düşmektedir.
Kıyı ovasında yazlar nemli, kışlar ılık geçer.
İsrail’in bir çöl ve bir deniz arasındaki konumu gibi genel ya da enlem ve denize
uzaklık gibi çok daha yerel etkiler nedeniyle, iklim koşulları bölgelere göre
çeşitlilikler gösterir.
Kıyı boyunca nemli yazlar ve ılıman kışlar, tepelik bölgelerde kurak yazlar ve
nispeten soğuk kışlar, Ürdün Vadisi’nde kurak yazlar ve hoş kışlar ve Negev’de yıl
boyunca yarı-çöl şartlar görülür.
Akdeniz iklim zonunun çoğunda yıllık yağış 400 mm’den fazladır; çöl bölgelerinde
ise 250 mm’nin altındadır.
Yarı-kurak bölgelerde yağış miktarı 300–400 mm arasında değişir.
Yağışlı mevsim Ekim’den Mayıs’a kadar sürmesine rağmen, yağışın çoğu Aralık ve
Şubat arasında düşer. Eylül-Kasım ve Nisan-Haziran boyunca sıcaklıklar uygundur
ve az yağış vardır.
Çöl ve Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgeler arasında ise, bir geçiş ikliminin
görüldüğü yarı-kurak zon uzanır.
İsrail bir “parlak güneş ışığı” ülkesidir ve ışık ve ışınımın (radyasyonun) miktarları
dünyada en yüksekler arasındadır.
9.1.3. Akarsular ve Denizler
İsrail’de akarsuların çoğu, yağışın azlığı nedeniyle, mevsimlik akışa sahiptir. İsrail’in en
büyük akarsuyu
Ürdün /Şeria Nehri’dir. İsrail topraklarındaki başlıca su kütleleri
Kineret ve Ölü Deniz’dir. Hem yüzücüler için önemli bir çekicilik kaynağı olan hem de
Hristiyanlık için birçok kutsal mekâna ev sahipliği yapan Kineret, en büyük tatlı su
kütlesidir. Dünyadaki en alçak nokta olan Ölü Deniz, birçok doğa tutkununu ve sularının
şifa verici güçleri ile ilgilenen turisti kendisine çekmektedir.
9.1.4. Bitki Örtüsü ve Hayvanlar
Yalnızca İsrail’de bulunan birçok endemik türleri de içeren yaklaşık 2.380 bitki türü tespit
edilmiştir. Bitkisel yaşamın en büyük yoğunlaşma alanı, çoğunlukla ağaçlıklar /çalılıklar ve
orman altı bitkileri şeklinde, Akdeniz bölgesinde bulunabilmektedir. Dağlık bölgelerde
birkaç yerde orijinal ormanın kalıntıları bulunmasına rağmen, İsrail’de bitki örtüsünün
çoğu insan eli ile tahrip edilmiştir.
Yaban Yaşamı: İsrail, ülkeyi çevreleyen çeşitli zoocoğrafya bölgelerine özgü
hayvanları içeren, yaban yaşamı için zengin bir ortam sağlar. Sürüngenler ve memeliler
de birçok türle temsil edilmelerine rağmen, bu durum özellikle böcek ve kuş türleri
arasında çok belirgindir.
9. 2. İsrail: Geçmiş & Günümüz
İsrail’e yolculuk yapanlar başından sonuna kadar tüm tarihi adımlarlar: Haçlılara ait çeşitli
kalelerden denizcilerin, hacıların ve meşhur gezginlerin vakit geçirdikleri ve sonra hareket
ettikleri limanlara ya da göçebe kabilelerin, deve kervanlarıyla yolculuk yapan tüccarların
ve bazen askerlerin evi olan çöllerden şeyhlerin kubbeleri beyazlaşmış türbelerine, sessiz
manastırlara ve renkli mozaiklerle kaplı eski sinagoglara kadar. İsrail’de ilk yerleşmeciler
Filistinli kabilelerdi ve M.Ö. ikinci bin yıla kadar bu topraklardaki başlıca yerleşmeciler
olarak kaldılar. Ülke daha bu ilk zamanlarda farklı kültürlerin –güneyde Mısır, kuzeyde
Anadolu ve Mezopotamya’daki Asur- buluşma yeriydi.
Ülkenin öneminde dönüş noktası, 1799’da Napolyon’un gelişiyle gerçekleşti.
Napolyon’un doğu kampanyası ülkenin stratejik ve ekonomik önemini batıya gösterdi. Bu,
ülkeye Avrupalıların sokulmaya başlamasını hazırlayan bir süreçti.
9.3. Nüfus: Günümüzdeki Özellikler
İsrail yaklaşık 8.3 milyon nüfusa sahiptir. Bu nüfusun % 77.2’si Yahudi, % 18.5’i Arap ve
% 4.3’ü de “diğerleri” olarak gruplandırılmıştır.
9.3.1. Nüfusun Etnik ve Dinsel Yapısı
Farklı ülkelerden olmaları nedeniyle, İsrail’in Yahudi nüfusu oldukça çeşitlidir.
Devlet’in kuruluşundan beri, hükümetler bir “buluşma kavanozu” politikasını
benimsemişlerdir. İsrail’de Yahudiler de dinsel adetlerine/dinin kurallarına bağlılıklarına ve
yerine getirmelerine göre de farklı gruplara ayrılmaktadırlar: Aşırı-Ortodoks (% 12),
dindar (% 10, geleneksel (% 35), laik (% 43). İsrail’de Yahudi-olmayan en büyük azınlık,
ülkenin toplam nüfusunun yaklaşık 1/5’ini oluşturan Araplardır
İsrail iki resmi dile sahiptir: İbranice ve Arapça.
İbranice devletin başlıca dilidir ve
nüfusun çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. Daha sonra, 1 milyondan fazla kişinin
konuştuğu Arapça gelir.
9.4. Yerleşme
İsrail yoğun nüfuslu bir ülkedir (km2’ye yaklaşık 400 kişi), nüfusun büyük
çoğunluğu şehir ve kasabalarda yaşar. Bununla birlikte nüfus eşit dağılmamıştır: ülkenin
toplam alanının yarısından fazlasını kaplayan Negev seyrek nüfuslanmışken, nüfusun
çoğunluğu kıyı ovası boyunca yoğunlaşmıştır. İsrail’de nüfusun yaklaşık % 91’i nüfusu
2.000 üzerinde olan şehirsel yerleşmelerde
yaşar. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu üç metropoliten alan tanımlamıştır: Tel Aviv, Hayfa
ve Beersheba.

9.5. Ekonomik Yapı
Kuruluşundan beri, İsrail’in ihracatları yılda 30 milyon $’dan 30 milyar $’ın üzerine
çıkmıştır. Bu süreçte ülkenin ekonomisinde birçok değişiklikler meydana gelmiştir.
Başlangıçta başlıca ihraç mallarını turunçgiller, işlenmiş elmaslar ve bazı endüstriyel
ürünler oluşturuyordu. Günümüzde ise ihraç edilen malların çoğu elektronik, bilgisayar
yazılımı ve donanımı, optikler, haberleşme ve tıbbi malzemeler gibi çeşitli alanlardaki
yüksek-teknoloji ürünleri oluşturmaktadır.
İsrail’de ekonominin yıllık büyüme oranı yaklaşık % 5’tir. Ekonominin egemen
sektörü, 1990’lardan beri ülkenin ekonomik büyümesinin ardındaki itici güç olan yüksek
teknolojidir. Diğer önemli sektörler eczacılığa ait ürünler, kimyasallar, turizm, askeri ve
metal sanayi ve parlatılmış elmaslardır.
10. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: LÜBNAN
Lübnan “İnsanlığın Beşiği” olarak düşünülen alanda günümüzde yer alan onbeş
ülkeden birisidir. Burası ikibin yıldan daha fazla denizcilik kültürlerini geliştiren
Fenikelilerin, Sami (Yahudi) tüccarların evi olmuştur. Modern Lübnan’ın 1926’da
oluşturulan anayasası, başlıca dinsel gruplar arasında bir politik güç dengesini açıkça
belirtiyordu. Lübnan bağımsızlığını
1943 yılında kazandı. Lübnan’ın bağımsızlıktan
sonraki tarihine, (1)politik istikrarın bir sağlanıp bir bozulduğu devreler; (2)bunun
Beyrut’un bölgeselbir finans ve ticaret merkezi olarak gelişmesiyle sağlanan refah
üzerindeki etkileri damgasını vurmuştur.
10.1. Çevre Koşulları
10.1.1. Topografya
Lübnan Cumhuriyeti Akdeniz’in doğu ucunda yer alan küçük ve dağlık bir ülkedir.
Lübnan’ın topografyasının başlıca özelliği, genelde kuzey-güney doğrultusunda dağlık ve
düzlük alanların birbirini izlemesidir.
Akdeniz ve Suriye arasında, dört ayrı fiziki bölge ayırt edilebilmektedir:
(1)
Akdeniz boyunca dar bir kıyı ovası
(2)Lübnan Dağları ya da Batı Lübnan
(3)Bekaa Vadisi ya da Merkezi Plato
(4)Kıyıdaki dağlara paralel uzanan Anti-Lübnan ve Hermon sıraları
1-Kıyı Ovası: Son derece dar olan kıyı ovası Doğu Akdeniz kıyısı boyunca uzanır.
Deniz ve dağ arasında kalan bu bölümün en geniş yeri kuzeyde Tripoli yakınındadır; bu
kısımda Akkar Ovası adını alır. Genelde verimlidir; özellikle meyve ve sebze
yetiştirilmesine uygundur.
2-Lübnan Dağları (ya da Batı Lübnan): İkinci büyük bölge (1920’den önce “Asıl
Lübnan” olarak da adlandırılan) batıdaki Lübnan Dağları’dır. Karla kaplı Lübnan Dağları
ülkenin landscape’inin en önemli özelliğini oluştururlar. Roma günlerinden beri, Lübnan
Dağları teriminin yanı sıra doğudaki dağlık sıra için de “Anti-Lübnan” terimi
kullanılmaktadır.
3-Bekaa Vadisi (Merkezi Plato): Üçüncü bölge, batıda Lübnan Dağları ile doğuda AntiLübnan Dağları arasında bulunan Beka Vadisi’dir. Beka Vadisi büyük Doğu Afrika Kırık
Sistemi’nin parçasıdır. Jeolojik açıdan, kuzeyde Suriye’ye Asi Nehri’nin batı kıvrımına ve
güneye Kızıl Deniz’in doğudaki kolu olan Akabe Körfezi üzerinden Ürdün’e uzanan
depresyonun orta paçasıdır. Bekaa sözcüğü de Arapça “suyun akmadığı yer” anlamındaki
Bukaa’nın çoğul halidir.
4-Anti-Lübnan Dağları: Suriye’de Homs’un güney büklümünden başlayan doğudaki bu
dağlık sıra (El Cebel eş Şarki), yükseklik ve uzunluk bakımından hemen hemen Lübnan
Dağları’na eşittir. Bu bölge Hermon Dağı’ndan Hawran Platosu’na hızla alçalır ve oradan
Ürdün üzerinden güneye (Ölü Deniz’e) doğru devam eder. Anti-Lübnan Dağları, Barada
Boğazı tarafından bölünmektedir. Lübnan Dağları’ndan çok daha kuraktırlar; bu nedenle
daha az verimli ve çok daha seyrek nüfusludurlar.
10.1.2. İklim Koşulları
Lübnan uzun, sıcak, kurak yazlar ve serin ve yağışlı kışlar ile karakterize edilen
Akdeniz iklimine sahiptir. Sonbahar sıcaklığın derece derece düştüğü ve yağışın az olduğu
bir geçiş mevsimidir; ilkbaharda bitki örtüsünü canlandıran yağışlar başlar. Topografik
farklılıklar temel klimatik kalıpta yerel farklılıklara neden olur. Kıyı boyunca yazlar sıcak
ve nemlidir; tarımsal faaliyet için yararlı olan yoğun çiğ oluşur. Günlük sıcaklık farklılıkları
büyük değildir; bununla birlikte sıcaklıklar gün boyunca 38
0C’nin üzerine çıkabilir ve gece
16
0C’nin altına inebilir.
10.1.3. Akarsular ve Göller
Lübnan’da büyüklü-küçüklü çok sayıda akarsu bulunmasına rağmen, ne bunlar
ulaşıma elverişlidir ne de sulama amaçlı olarak kullanılırlar. Beka vadisi Baalbek yakınında
doruk çizgisinden doğan iki akarsu tarafından sulanmaktadır: kuzeye akan Asi (Arapça’da
Nehr el Asi olarak adlandırılır; alışılmadık bir akış yönüne sahip olduğu için bu ad

verilmiştir) ve güneye, vadinin güney kısmındaki tepelik bölgeye doğru akan ve burada
batıya doğru keskin bir dönüş yaparak bu noktadan sonra “El Kasmiyah Nehri” adını alan
Litani. Şam’ı sulayan Barada Nehri’nin kaynağı da Anti-Lübnan Dağları’nda
bulunmaktadır. 145 km uzunluğundaki Litani, Baalbek’in meşhur kalıntıları yakınından
doğar ve güneye doğru akarak tarihi Sur şehri yakınında Akdeniz’e boşalır. Bir diğer
önemli akarsu da Kabir’dir.
10.2. Nüfus ve Yerleşme
Lübnan’da, 1970’ler ve 1980’lerde, savaş nedeniyle bir sayımın yapılması açıkça
olanaksızdı. Bununla birlikte, 1983’te Lübnan’ın nüfusunun 2.6 milyon dolayında olduğu
tahmin ediliyordu.
20-49 yaş grubundaki erkekler için gözlenen bu önemli azlık iki faktörün sonucu
olabilirdi:
(1)
Bu yaşlardaki erkeklerin çoğunlukla Basra Körfezi ülkelerine yönelik göçleri
(2)Yüksek orandaki savaşla-ilgili ölümler
Lübnan’ın 2009’da 4.224.000 olduğu tahmin edilen nüfusu 2017’de 6.082.357 kadar
olmuştur. Lübnan’ın nüfusunun en çarpıcı özelliklerinden birisi, dağılışındaki eşitsizliktir.
Ülkenin genel yoğunluğu (kilometrekarede 582 kişi) Beyrut vilayetininkindençok daha
düşük, en seyrek nüfuslanmış alan olan el-Bekaa vilayetininkinden çok daha yüksektir.
10.2.1. Etnik ve Kültürel Yapı
Lübnanlılar etnik açıdan Fenikeliler, Yunanlılar ve Ermenilerin karışımından
oluşmaktadırlar; Arap unsurlar güçlükle ayırt edilebilmektedir. Arapça resmi dildir, fakat
Fransızca ve İngilizce de yaygın olarak konuşulmaktadır. Nüfusun küçük bir yüzdesi
Ermenice konuşmaktadır; Süryanice Maronit (ya da Maruni) kiliselerinin
bazılarındakonuşulmaktadır.
10.2.2. Göçler
Lübnanlıların önemli bir özelliği, keşif gezileri ile bilinen Fenikelilere kadar izleri
sürülebilen göçe hevesli olmalarıdır. Dünya Bankası ve IMF gibi kaynaklar Lübnan’ın
nüfusunun 1975’te 2.77 milyon ve 1984’de de 2.64 milyon dolayında olduğunu
belirtmektedirler. Lübnan’da dış göçler kadar iç göçler de önemli olmuştur. Bu göçe
katılanların sayılarını da tam olarak belirlemek güçtür. Fakat askeri kontrol hatlarının /
çizgilerinin defalarca yeniden çizilmesi, bir yerleşim bölgesinde yaşayanların farklı bir
dinsel grubun egemen olmalarından duydukları bitmeyen korku, ulusal ve politik inançlar

gibi nedenler Lübnanlıların 1/3’ünün 1975’ten 1987-ortasına kadar neden yer
değiştirdiğini belki de açıklayabilir.
10.2.3.Yerleşme
Lübnan’da 1975’te %67 olan şehirleşme oranı, iç savaş sırasında yaşanan büyük nüfus
hareketliliği neticesinde 2008’de % 87’ye ulaşmıştır ve günümüzde de bu oranı
korumaktadır. 1932’deki sayıma göre nüfusu 161.947 olan Beyrut, bugün iki milyona
yaklaşan nüfusuyla Lübnan’daki tüm mezheplerin yaşadığı kozmopolit bir şehir haline
dönüşmüştür.
Lübnan’ın başlıca şehirleri
Beyrut, Tripoli (Trablus), Sur, Sidon, Baalbek, Zahlah’tır.
Şehirde yaşayanların çoğunluğu Şii olmasına rağmen, aynı zamanda Hristiyanlar ve çeşitli
tarikatlara mendup olanlar da bulunmaktadır.
10.3. Ekonomik Yapı
Lübnan’da ekonominin temel özelliklerine ilişkin olarak yapılacak saptamalarda,
dört noktanın göz önünde bulundurulması gerekmektedir:
(1)
Lübnan ekonomisinde ithalat ağırlıklı bir yere sahiptir. Gelişmiş ülkelerle yoğun
bağlara sahiptir; ticaret sistemi kısıtlamalar içermez, hemen hemen bütün ürünler,
hizmetler ve yatırımlarla ilgili politikalarda uzun geçmişi olan bir ülkedir.
(2) Ülkeye kesintisiz bir şekilde, yüksek dış ticaret açığını finanse edecek şekilde
yabancı sermaye girişi vardır. Bu özellik, iç savaş sırasında ve son yıllarda yaşanan derin
ekonomik ve siyasi krize rağmen sermaye akışının kesintiye uğramamasıyla
belirginleşmektedir.
(3) Ekonomide inşaat ve gayrimenkul satışı önemli bir gelir kaynağıdır. Özellikle Arap
ülkeleri vatandaşlarına Lübnan’da gayrimenkul edinme konusunda sağlanan kolaylıklar,
başta petrol zengini ülkelerden olmak üzere, Lübnan’a önemli bir para akışının oluşmasını
sağlarken, bankacılık sektörünün gelişmiş olması ve sektördeki gizlilik ilkesi ayrıca teşvik
edici bir unsur olmaktadır.
(4) Ülkedeki kalifiye işgücü ve müteşebbis kabiliyetinin yüksek olmasının getirdiği
dinamizmdir. Bu dinamizm, Lübnanlıların Beyrut’ta konuşlanıp dünya çapında ticaret
yapmalarını, Türkiye’den alıp Körfez ülkelerine, Çin’den alıp Afrika ülkelerine satmalarını
sağlayan bir yapı oluşturmuştur.
11. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: SUUDİ ARABİSTAN
Suudi Arabistan, Orta Doğu’nun en geniş topraklara sahip ülkesidir ve Arabistan
Yarımadası’nın
% 80’ini kaçını kaplar. Suudi Arabistan kuzeyden Kuveyt, Irak, Ürdün
ve İsrail, güneyden Umman ve Yemen ve doğudan da Basra Körfezi, Katar ve Birleşik
Arap Emirlikleri ile çevrelenmiştir.

11.1. Çevre Koşulları
Suudi Arabistan’da yüzey şekilleri oldukça sadedir; ülkenin çok büyük bir bölümü
yerleşilmemiş kum çölleriyle kaplıdır. Suudi Arabistan’ın batısında, Kızıldeniz kıyısında,
kuzeyden güneye doğru yer yer genişleyip daralan uzun kıyı ovası
Tihama isimi ile
bilinmektedir. Tihama adı verilen bu ovalar klimatik şartlar bakımından elverişli değildir.
Bu ovalar yüksek sıcaklık değerleri yanında çok fazla nem içerirler.
11.2. Coğrafi Bölgeler
Suudi Arabistan, coğrafi açıdan başlıca dört bölgeye bölünmüştür:
(1)
Krallığın merkezindeki /kalbindeki yüksek Merkezi Bölge ya da Nejd Bölgesi;
Ülkenin yönetimini elinde tutan Suud ailesinin doğup büyüdüğü yer olmasının yanısıra
başkent Riyad’ın da bulunması bölgenin önemini arttırmaktadır.
(2) Kızıl Deniz kıyısı boyunca uzanan Batı Bölgesi; Bu bölge Mekke, Medine, Cidde ve
Yanbu’yu kapsar.
(3) Güneyde, Kızıl Deniz-Yemen sınırının bulunduğu alandaki Güney Bölgesi;
Güneydeki dağlık alanları kapsayan bu bölge, diğer bölgelere oranla daha fazla yağış alır,
bu nedenle tarıma elverişli bir bölgedir.
(4) Suudi Arabistan’ın Basra Körfezi kıyısındaki kumlu ve fırtınalı doğu parçası olan ve
tüm bölgeler arasında en zengin petrol yataklarına sahip olan Doğu Bölgesi
11.3. Nüfus ve Yerleşme
Suudi Arabistan’da yerleşmeyle ilgili arkeolojik bilgiler M.Ö. 12. yüzyıla aitttir.
Mekke, Medine, Taif ve Cidde gibi şehirlerin M.Ö. 5. yüzyılda yerleşim merkezleri olarak
kurulmuş olduğu bilinmektedir. M.S. 6. yüzyıldan sonra Hz. Muhammed’in doğup
büyüdüğü Mekke ile daha sonra göç etmek zorunda kaldığı Medine şehirleri İslam ve Arap
tarihinde önem kazanmıştır. Yaklaşık 400 yıl süren Osmanlı hâkimiyetinde kalınan
dönemde, Hicaz Demir Yolu başta olmak üzere ülkede önemli eserler meydana
getirilmiştir.
Nüfus dağılışı doğu ve batı kıyısal alanları, yoğun nüfuslanmış iç vahalar ve geniş ve
hemen hemen boş çöller arasında oldukça farklıdır. Ülkenin iç kısımları başkent Riyad ve
yakın çevresi ile birkaç vaha dışında tamamen boştur. Nüfus daha çok Hicaz ve Asir
bölgelerinin iç kısımları ile İran Körfezi’nin kıyı şeridinde toplanmıştır. Başkent Riyad
dışındaki diğer büyük şehirler Cidde, Mekke, Medine, Ta’if ve Tebük’tür.

11.4. Ekonomik Yapı
11.4.1. Doğal Kaynaklar
Suudi Arabistan’ın bilinen petrol rezervlerinin 262 milyar varil olduğu tahmin
edilmektedir; bu, ülkenin dünya petrol rezervlerinin % 25’ine sahip olduğu anlamına
gelmektedir. Suudi Arabistan, aynı zamanda, dünyanın en büyük petrol ihracatçısıdır ve
OPEC’de önemli bir role sahiptir. Bütçe gelirlerinin yaklaşık % 75’i, Toplam Ulusal
Üretim’in % 40’ı ve ihracat gelirlerinin % 90’ı petrol sektöründen elde edilir. Suudi
Arabistan çok önemli doğal gaz rezervlerine de sahiptir.
Krallık su ihtiyacını başlıca dört kaynaktan karşılamaktadır:
1- Yüzey suyu; daha çok ülkenin batı ve doğusunda bulunur. Yüzey suyu ülkenin su
ihtiyacının % 10’unu sağlar.
2- Yer altı suyu; akiferlerde tutulur, fakat yenilenme olanağı yoktur. 1985’te bile yer altı
suyu ülkenin su arzının % 84’ünü karşılıyordu, fakat yenilenememesi nedeniyle çok
dikkatle kullanılması gerekmektedir.
3- Deniz suyu; günümüzde Suudi Arabistan’ın su üretiminde en önemli kaynaklardan
birisidir ve ülke bu bakımdan dünyanın e
4- Bir doğal kaynak olmamakla birlikte,
atık sulardan temiz su elde edilmesi de
önemlidir. Bu kaynak, % 1’lik bir paya sahiptir. 27 tesiste yılda 814 milyon m3 su
arıtılmakta ve içme suyunun % 70’inden fazlası bu yolla elde edilmektedir.
11.4.2. Tarım Faaliyetleri
Suudi Arabistan topraklarının yalnızca % 1.67’si ekilebilir alan niteliğindedir; sulama
yapılan alanlar ise yalnızca 16.200 km
2 kadardır. Sık sık tekrarlayan kum ve toz fırtınaları
tarım alanları için büyük tehlike oluşturmakta olsalar da, tarımsal faaliyeti engelleyen en
önemli faktör kuraklıktır.
12. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: YEMEN
Yemen kuzeyden Suudi Arabistan, güneyden Arap Denizi ve Hint Okyanusu, doğudan
Umman Sultanlığı ve batıdan da Kızıl Deniz ile çevrelenmiştir.
Yemen Arap Cumhuriyeti (eski “Yemen” ya da “Kuzey Yemen”) ile Yemen Demokratik
Halk Cumhuriyeti (eski “Güney yemen”)
1990 yılında birleşerek günümüz Yemen’ini
oluşturmuşlardır. Yemen’in başkenti
Sana’dır. Aden limanı Yemen’in “ticari başkenti”
olarak anılmaktadır.
12. YEMEN
Yemen Cumhuriyeti (ulusal dildeki söylenişi ile Al Jumhuriyahal Yamaniyah), Arap
Yarımadası’nın güney köşesinde yer almaktadır. Kızıl Deniz’deki Kamaran ve Arap
Denizi’ndeki Bab al-Mandeb, Socotra ve Perim adaları Yemen’e aittir. Kızıl Deniz’de,
Yemen’in kontrolü altındaki adaların en büyüğü
Kamaran Adası’dır.
12.1. Çevre Koşulları
Yemen’in yüzey şekilleri büyük çeşitlilik sunar. Batıda, Kızıl Deniz kıyısında,
yaklaşık 30-40 km genişliğinde düz ve kumlarla kaplı bir ova (Tihama olarak adlandırılır)
ülkenin uzunluğu boyunca uzanır. Bu dar kıyı ovasının hemen ardından, Arabistan
Yarımadası’nın da en yüksek noktaları arasında yer alan geniş dağ sıraları uzanır.
Dünyadaki en tuhaf yer; Socotra Adası !
Yemen’e bağlı olan Socotra Adası ziyaretçilerine cennetten görüntüleri andıran
manzaralar sunar. 1990’ların sonunda Birleşmiş Milletler Geliştirme Programı Socotra
Adası’nı yakından incelemek için bir «Gelişme Programı» başlattı.
Ada harikulade bir endemik bitki örtüsüne sahiptir; en dikkat çekici özelliği de yukardan
bakıldığında mantara, yakından bakıldığında ise uzay gemisine benzeyen ağaçları ve fil
bacağı şeklindeki çöl gülleridir.
12.2. Nüfus ve Yerleşme
Arabistan Yarımadası’nın güneybatı köşesini oluşturan bu ülkede yerleşmenin tarihi
oldukça eskidir. Bu topraklarda yerleşmiş olan toplumların daha ilk çağda zengin ve uygar
oldukları, ileri bir kültür düzeyine sahip oldukları bilinmektedir. Bunun en büyük kanıtı,
çağın efsaneleşmiş Seba Krallığı’nın büyük bölümünün günümüz Yemen topraklarında yer
almış olmasıdır.
Yemen, günümüzde 28.2 milyonluk nüfusu ile Arabistan Yarımadası’nın en yoğun
nüfuslu ülkelerinden birisidir. Nüfusun büyük çoğunluğu (% 90’ı) Araplardan oluşur;
bunların bir kısmı Afro-Arap’lardır. Azınlıklar Hintlileri, Somalileri ve Avrupalıları içerir.
İslamiyet başlıca dindir. Yemen’in kuzeyinde yaşayanların yaklaşık % 100’ü Müslümandır.
12.3. Ekonomik Yapı
Yemen’de ekonominin hâkim sektörü tarımdır. Ülkenin kuzeyi, Hint Okyanusu
musonlarının etkilediği dağların etkisi nedeniyle aldığı düzenli yağış ile zengin ve
verimlidir. Bu bölgede yetiştirilen ürünler kahve, tütün, pamuk, sorgum, mısır, arpa ve

kat’ı (Yemen halkı tarafından çiğnenen bir yaprak) içerir. Özellikle kahve ve tütün ticari
amaçla yetiştirilmektedir; yılda 10 milyon dolayındaki kahve üretimi ile Orta Doğu ülkeleri
içinde ilk sırada yer almaktadır.
13. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: KUVEYT
13.1. Çevre Koşulları
Kuveyt’in iklim koşulları genel özellikleri şu şekildedir: Sahra Bölgesi’nin kurak zonunda
bulunan Kuveyt sıcak ve kurak bir çöl iklimine sahiptir. Yazlar son derece sıcak ve
kuraktır; günlük ortalamalar 42-46
0C arasında değişir ve bazen gölgede 50ºC’yi aşar. En
yüksek sıcaklık 51.5°C olarak kaydedilmiştir. Yazlar uzundur; Mayıs sonundan Ekim
başlarına kadar uzar. Kum fırtınaları ve Haziran ve Temmuz’da etkili olan kuzeybatı yönlü
çok sıcak rüzgârlar yaz sıcaklıklarının etkilerini arttırır. Sıcaklıklar Mayıs sonundan Eylül’e
kadar en yüksek değerlerde kalırken, hava nemliliğin % 100’e ulaştığı Ağustos ya da
Eylül’e kadar kurudur. Eylül’den Aralık’a kadar sıcaklık oldukça düşer. Kuveyt’te genellikle
Aralık başından Şubat ortasına kadar hüküm süren kış mevsimi nispeten serindir. En
soğuk ay olan Şubat’ta, günlük ortalama sıcaklıklar 10°C-30°C arasında değişir; geceleri
sıcaklıklar 10°C’nin altındadır ve nadiren de olsa donma noktasının altına indiği
görülmüştür. Yağışın çoğu baharda (Şubat-ortasından Mayıs-ortasına kadar) düşse de
kışlar bazen yağışlı olabilir. Yıllık yağış 75-150 mm arasındadır. Ortalama yıllık yağış 115
mm olmasına rağmen, büyük farklılıklar görülebilir. Örneğin, bir yıl 25 mm kadar az yağış
görülebilirken bir sonraki yılda 370 mm kadar çok yağış düşebilir. İlkbahar ve yaz
başlarında sıcak ve kuru güney yönlü rüzgârlar hâkimdir. Tauz adı verilen korkunç toz
fırtınaları ise çoğunlukla kışın meydana gelirler ve bazen günlerce sürerler.
13.2. Nüfus ve Yerleşme
Kuveyt’in egemenliği ve süregelen varlığı, 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’in petrol
üretimini azaltmaktan kaçınmasının kendisini ekonomik açıdan zorladığı iddiasında olan
Irak tarafından işgal edildiğinde ciddi biçimde tehdit edildi. Birçok Kuveytli Suudi
Arabistan’a ve diğer ülkelere kaçmaya zorlandı. ABD’nin önderliğinde 30 ülkenin
oluşturduğu uluslararası bir koalisyon işgale karşı koymak üzere hazırlandı, fakat Irak
Kuveyt’i kendi topraklarına kattığını ve bu ülkenin tarihi olarak kendisinin bir parçası
olduğunu ilan etti. Daha sonra koalisyon güçleri (Çöl Fırtınası adı verilen bir operasyonla)
Kuveyt üzerindeki işgali kaldırdılar. Kuveyt,
19 Haziran 1961’de İngiltere’den
bağımsızlığını ilan ettiğinde bunu başaran İran Körfezi’ndeki ilk Arap devletiydi. 1963’te
Kuveyt Birleşmiş Milletler’e üye oldu.
13.2.1. Nüfusun Gelişme Seyri
Kuveyt’in nüfusu ile ilgili bilgiler, ilk resmi sayımın yapıldığı 1957’ye kadar
tahminlere dayanıyordu. 1756’da El Sabah ailesi yönetime geldiğinde, Kuveyt’in
nüfusunun 10.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Kuveyt’in nüfusu 2017’de
4.136.528’e çıkmıştır; nüfus artış oranı % 3.4’lük seviyesini korumaktadır.

13.2.2.Nüfusun Sosyal Özellikleri
İkinci Dünya Savaşı sonrası devrede ekonomide yabancı işçilerin etkisi gerçekten
önemli olmuştur. Bu işçilerin çoğu erkektir ve devlet tarafından çalıştırılmaktadırlar.
Kuveyt, Vatikan ile ilişki kuran tek körfez ülkesidir.
Kuveyt’in resmi dili Arapçadır. Aynı zamanda İngilizce de yaygın olarak konuşulur ve
ülkenin ikinci resmi dilidir; İş ve yatırım dünyasında, bankacılıkta, eğitim sisteminde ve
akademik yaşamda geçerli olan dil İngilizce’dir. Kuveyt nüfusunun yaklaşık % 80’ini
Araplar oluşturur; Kuveytli-olmayan Arapların büyük kısmını Mısırlılar, bir kısmını da yerel
dilde “bidun” olarak bilinen vatansız Araplar oluşturur.
13.2.3. Şehirsel Gelişme
Kuveyt nüfusunun % 90’ından fazlası Sahra ve İran Körfezi tarafından sınırlanan 500
km
2’lik bir alanda yaşar. En büyük nüfus toplanma alanı başkent, başlıca liman ve kıyıya
egemen olan Kuveyt Şehri’dir.
13.3. Ekonomik Yapı
17. ve 18. yüzyıllarda, Kuveyt’in ekonomisi ticarete dayanıyordu. Kuveyt Şehri,
Hindistan ve Orta Doğu arasındaki ticaret için bir antrepo olarak Irak’ta Basra’ya rakipti.
Kuveyt Körfez’den Asya’ya, Afrika’ya ve Avrupa’ya yönelik ticaret faaliyetlerinin odak
noktası olmuştu. Kuveyt’in iyi nitelikli limanı ilk olarak Bani Utub yerleşmecilerini çekti ve
bu avantajı büyük ölçüde değerlendirdiler. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında,
ekonomi büyük ölçüde inci çıkarılmasına dayanıyordu.
Kuveyt’in ham petrol üretimi günümüzde günde 2 milyon varil dolayındadır Ülkenin günde
800.000 varil dolayında olan petrol rafine kapasitesi, 2000 yılının haziran ayında en
büyük rafinerisinde çıkan bir yangından ciddi biçimde etkilenmiştir.
13.3.1. Sanayi
Kuveyt’teki başlıca sanayi merkezleri Şuvayk, Şuaybah ve Sabhan’dır. Şuvayk ve
Şuaybah aynı zamanda önemli birer limandır; Sabhan havaalanına da yakın oluşu
nedeniyle ayrı bir üstünlüğe sahiptir.
13.3.2. Tarım
Kuveyt’te arazinin yalnızca yaklaşık %1’i tarım için uygundur ve bunun çoğu doğal bir su
kaynağının bulunduğu Jahra’da bulunmaktadır. Yalnızca arazi değil iklim koşulları da
tarımsal faaliyeti sınırlar. Suyun ve ekilebilir alanın kısıtlı oluşu bir ekonomik faaliyet
olarak tarımın gelişmesine olanak vermemiştir. Ülke akarsulardan yoksundur. İçme
suyunun yaklaşık %75’i damıtılmak ya da ithal edilmek zorundadır. 1980’lerin sonunda
tarımda çalışanların sayısı 10.000’in altında iken, günümüzde 5.000’inde altındadır.
13.3.3. Balıkçılık
Kuveyt’te büyük ölçekli ticari balıkçılık çoğunlukla Hint Okyanusu, Kızıl Deniz ve Atlas
Okyanusu kadar uzak alanlara filolar gönderen Kuveyt Birleşik Balıkçılık ‘ın
elindedir.1989’da Kuveyt yaklaşık 4.700 ton balık, 3.000 ton kadar da karides
yakalaşmıştı. Fakat 1990’dan sonra, savaş ve petrol döküntülerini de içeren çevre
tahribatı körfez balıkçılığının çekiciliğini azaltmıştır.
13.3.4.Ulaşım
Kuveyt’in ulaşım sistemi modern, hızlı ve verimlidir; 4.450 km’yi bulan karayolu ağı
bölgesel standartlara göre oldukça gelişmiştir. Kuveyt kuzeyde Irak ve güneyde Suudi
Arabistan ile de karayolları ile bağlıdır. Kuveyt Şehri metropoliten alanının 16 km
güneyinde yer alan Kuveyt Uluslar arası Havalimanı, tüm uluslararası uçuşlara açıktır.
Kuveyt Havayolları tüm dünyada 24 şehre düzenli seferler yapmaktadır.
14. SEÇİLMİŞ ÜLKELER: UMMAN
Umman Sultanlığı dünyanın en doğudaki Arap ülkesi olarak bilinir; Sultanlık hem
Asya’nın hem de Arabistan Yarımadası’nın güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Ülke
kuzeybatıdan
Birleşik Arap Emirlikleri, batıdan Suudi Arabistan (Rub’ül-Hali çölü) ve
güneybatıdan da Yemen ile sınırlanmaktadır. Kıyı güneyde ve doğuda Arap Denizi,
kuzeydoğuda da Umman Körfezi tarafından biçimlendirilmiştir.
14.1. Çevre Koşulları
Umman topraklarının % 82’sini vadiler ve çöller, % 15’ini dağ sıraları ve % 3’ünü de kıyı
ovaları oluşturur.
Doğal özellikler ülkeyi yedi ayrı bölgeye ayırır:
(1)Kuzey Musandam Yarımadası’nı içeren Ruus el Cibal
(2)El Batinah kıyı ovası

(3)Muscat-Matrah kıyı bölgesi
(4)İç kısımlardaki Merkezi Umman Platosu/bölgesi; El Cebel el Ahdar’ı (Yeşil Dağ), onun
eteklerindeki tepeleri ve çölle birleşen kenarlarını içerir.
(5)Güneyde Dofar bölgesi
(6)Dofar’a bakan boş ve verimsiz kıyı şeridi
(7)Kıyının açığındaki Masirah adası
14.2. Nüfus ve Yerleşme
Umman bölgesi daha önce Sümercedeki ismi ile Magan olarak bilinmekteydi. Umman Pers
İmparatorluğu’nun eyaletlerinden (satrapy) birisini oluşturdu; M.Ö. 563 civarında da
imparatorlukla birleşti. Umman’ın M.Ö. 3. yüzyılda gelişmesinden sonra, Persler M.Ö. 4.
yüzyılda bir imparatorluk kurdu. Bu imparatorluk M.S. 7. yüzyıla kadar devam etti.
14.2.1. Nüfusun Günümüzdeki Özellikleri
Umman’da ayrıntılı bir nüfus sayımı hiçbir zaman yapılmamıştır; fakat 1992’de
Sultanlık Birleşmiş Milletler’den bu konuda teknik ve finansal yardım talebinde bulundu.
Devlet, aynı yıl (1992’de) nüfusun 2 milyon dolayında olduğunu tahmin etti; fakat gerçek
rakamın (yıllık % 3.5’lik bir büyüme oranı ile) 1.5 milyona yakın olduğu belirtildi. 2017’de
ise 4.636.262 olduğu belirtilmektedir.
Umman’da; kıyı bölgeleri, El Batinah ovası ve Muskat metropoliten alanı en büyük
yoğunlaşma alanlarını oluştururlar. Umman’ın nüfusu heterojendir. Araplar, nüfusun
çoğunluğu oluştururlar.
Ülkenin resmi dil Arapçadır, fakat azınlıklar kendi dillerini konuşurlar. Dofar’da Arapçaolmayan bir Sami dili konuşulmaktadır. Ummanlıların çoğunluğu, Abdullah İbn-i İbad’ın
yolundan giden İbadi Müslümanlarıdır.
14.3. Ekonomik Yapı
Umman’ın ekonomik gelişmesi üç devrede incelenebilir: 1)1970 ve 1986 yılları
arasındaki hızlı genişleme devresi; 2)1985 ve 1986 yıllarında petrol fiyatlarındaki
düşmenin bir sonucu olarak 1986 ve 1989 arasında ekonomik sıkıntı (tasarrufa gerek
duyuldu) ve modernleşme; 3)1990’dan sonraki dengeli büyüme süreci.

Umman’ın ekonomisinde, günümüzde ham petrole bağımlılık egemendir. Umman
günümüzde günde 7400.000 varil (120.000 m³) dolayında petrol üretmektedir; toplam
ihracatın yaklaşık % 90’ını petrol oluşturmaktadır.
Umman devleti günümüzde tarım ve balıkçılık sektörlerinde yoğunlaşmaktadır, turizmi
teşvik etmektedir, Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki ortaklarına çeşitli tüketim malları ihraç
edebilme hedefine yönelik olarak da hafif sanayi bölgeleri inşa etmektedir. Ekonominin
çeşitlendirilmesi Umman’ın ekonomi stratejisinin temel faktörüdür ve özel sektörün
gelişmesiyle birlikte yürütülmektedir.
14.3.1. Enerji Kaynakları ve Madenler
Umman Sultanlığı petrol zenginidir. Günümüzde Umman’ın petrol üretiminin % 90’ından
fazlası ihraç edilmektedir. Tüm ihracat Al-Fehal limanından yapılmakta ve çoğu Uzak Doğu
pazarına gönderilmektedir. Toplam ham petrol ihracatı Japonya (en çok) , Kore
Cumhuriyeti, Singapur, Çin, Taiwan ve Filipinler’e yapılmaktadır. İhracatın % 7’sinden
biraz daha azı da Amerika Birleşik Devletleri pazarına gönderilmektedir. Ülkedeki tek
rafineri ise Muskat yakınında Mina el Fahl’da bulunmaktadır.
14.3.1.1. Doğal Gaz Üretimi ve Gelişmeler
Umman Sultanlığı, ham petrol rezervlerinin tükenmeye yüz tutmasıyla, elektrik
üretiminde ve sanayide doğal gaz kullanımını artırmak için teşvikleri artırmıştır. 1970’lerin
başında elektrik enerjisi üretiminde doğal gaz kullanılmaya başlandı. Doğal gazın
endüstriyel kullanımı teşvik edilmesine rağmen, günde toplam 8.5 milyon m
3 doğal gaz
kullanan petrol şirketleri hâlâ başlıca tüketicilerdir. 1990’lardaki hedef doğal gaz
yataklarının keşfedilmesi ve üretimin artırılmasıydı. Günümüzde doğal gaz üretiminin
çoğu Jibal yatağından gerçekleştirilmektedir; daha küçük miktarlarda olmak üzere, kuzey
Umman’daki Natih ve Sayh Nuhaydah ve güney Umman’daki Birba yataklarından da
üretim gerçekleştirilmektedir. Doğal gaz işleyen tesisler Jibal, Fuhud, Sayh Nuhaydah,
Sayyala ve Rima’da yoğunlaşmışlardır; bu tesislerin toplam günlük doğal gaz işleme
kapasiteleri 18 milyon m
3 kadardır.
14.3.1.2. Diğer Mineraller
Umman Sultanlığı bakır, krom, gümüş ve altın da üretir. Umman’ın başlıca bakır
rezervleri El Batinah kıyısında Suhar’da bulunmaktadır. Krom üretimi de Suhar bölgesinde
ve 1983’te başlamıştır. Krom çoğunlukla Uzak Doğu pazarına (% 38.5’i Taiwan’a, % 11.1’i
Japonya’ya ve % 2.9’u Güney Kore’ye) ihraç edilmektedir. Ülkenin yaklaşık 600 yatakta
bulunan krom rezervlerinin 2 milyon ton kadar olduğu tahmin edilmektedir.

Ülkenin hem kuzeyindeki hem de güneyindeki çeşitli bölgelerden, As Sib yakınındaki
Rusayl sanayi bölgesinde ve Salalah yakınında yer alan fabrikalarda çimento üretimi için,
kireçtaşı çıkarılmaktadır. Sur yakınındaki El Kamil’de bulun kömür rezervlerinin işletilmeye
başlanmasıyla, elektrik enerjisi üretiminde kömürün petrolün yerini alması için çalışmalar
sürdürülmektedir. 1990’da tamamlanan bir çalışma, sultanlığın kömür rezervlerinin 22
milyon ton kadar olduğunu ortaya koymuştur.
14.3.2. Tarım
Umman’da nüfusun yaklaşık yarısı hâlâ tarım ve balıkçılık sektörlerine ve bu iki sektörün
yarattığı iş olanaklarına durumdadır.
Umman beş ayrı tarımsal bölgeye sahiptir: (1)Musandam Yarımadası, (2)El Batinah
Kıyısı, (3)doğudaki yüksek platolar ve vadiler, (4)iç kısımlardaki vahalar ve (5)Yemen
sınırından kuzeyde Ras Naws’a ve dağlara kadar dar kıyı çizgisi boyunca uzanan Dofar
Bölgesi.
Devlet günümüzde arazi dağıtarak, çeşitli makinelerin ve ekipmanının satın alınması için
borç ve destek vererek, bedava tohum ve yem dağıtarak ve modern sulama metotlarının
kullanılmasına yardımcı olarak tarımı teşvik etmektedir. Böylece hem ekili alanın miktarı
hem de üretim artmıştır. Toplam 60.000 hektar dolayında olan ekili alanın % 45’i
hurmaya ayrılmıştır.
14.3.3. Balıkçılık
Tarihsel olarak, balıkçılık petrol-öncesi Umman’da tarımın ardından ikinci önemli
ekonomik faaliyettir. Günümüzde de tarımla birlikte, hem ticari açıdan en çok umut vaat
eden hem de petrol ihracatı dışında en çok gelir getiren sektörlerden birisidir.
14.3.4. Sanayi
Devletin bu sektörde petrolün egemenliğine karşılık çeşitlendirmeye gitme yolundaki
programları sonucunda, küçük ve orta büyüklükteki sanayi tesislerinin sayıları artmakta
ve yoğun destek verilen “sanayi parkları” kurulmaktadır. İlk sanayi bölgesi As Sib
Uluslararası Havalimanı’ndan 15 km uzaklıktaki Ar Rusayl’da 1980’lerin ortalarında
geliştirildi; bu bölgede çimento, sabun, kraker ve bakır katot imalatçılarını içeren yaklaşık
60 kadar tesis bulunmaktadır. İkinci sanayi bölgesi 1990’ların başlarında Raysut’da ve
üçüncüsü de Suhar’da geliştirilmiştir.
Umman Sultanlığı, kalkınma planları çerçevesinde yedi ayrı sanayi bölgesi
oluşturmuştur.

1-Rusayl Sanayi Bölgesi: Umman’ın ilk sanayi bölgesi olup, bölgenin başkente ve
Sultan Kabus Limanı’na olan uzaklığı 45km’dir.
2-Sohar Sanayi Bölgesi: Sohar Sanayi Bölgesi, başkent Muskat’tan 220 km,
Dubai’den 180 km uzaklıktadır. Burada bulunan sanayi işletmelerinin çoğu gıda, deterjan,
deri eşya, mobilya, reçine, çam sakızı, çelik levha ve motor yağı üretmektedirler.
3-Raysut Sanayi Bölgesi: Bölge Salalah Limanına 15 km uzaklıkta olup, hem denize
hem de konteyner limanına yakındır. Bu bölgede bulunan sanayi kuruluşlarının çoğu
kırtasiye, mukavva, buz, işlenmiş balık, dondurulmuş tavuk, PVC boru ve çelik eşya
üretmektedir.
4-Al-Mazyounah Sanayi Bölgesi: Bölgede şu anda 23 ambar, sergi salonları ve montaj
üniteleri vardır.
5-Nizva Sanayi Bölgesi: Nizva’ya 15 km uzaklıkta olup, sanayi kuruluşlarının çoğu
duvar seramiği, kâğıt ürünleri ve gıda maddeleri üretmektedir.
6-El Buraymi Sanayi Bölgesi: Bölge Muscat’a 325 km mesafede bulunmaktadır. Ancak
körfez pazarlarına yakın oluşu bölgeye önem kazandırmıştır.
7-Salalah Sanayi Bölgesi (Serbest Bölge Limanı): Hint Okyanusu kıyılarına ideal bir
biçimde hizmet verecek şekilde projelendirilmiş olan Salalah limanı, 1998’de uluslar arası
ticarete yeni fırsatlar yaratmak amacı ile inşa edilmiştir. Günümüzde dünyanın altıncı
büyük global deniz taşımacılığı merkezidir.
14.3.5. Ulaşım
Umman’ın ulaşım sistemi, fiziki alt yapısının hemen hemen tümü gibi, 1970’den sonra
gelişmiştir. Önemli ilk karayolu Muskat’tan başlar ve Umman Körfezi boyunca Birleşik
Arap Emirlikleri’nde Dubai’ye kadar uzanır. İkinci büyük bir karayolu, iç kısımlardaki
lokasyonları biribirne bağlayacak şekilde, Birleşik Arap Emirlikleri’nde El Ayn’ın tam
doğusundan Umman’ın güney kıyısında Salalah’a kadar uzanır.
14.3.6. Turizm
Umman’da turizm yeni gelişmeye başlayan bir ekonomik faaliyet koludur.
Bozulmamış çevresi, doğal güzellikleri ve dünyanın en temiz ülkelerinden biri olma
özelliğiyle turist akımına uğrayacak bir bölgedir. Umman bilhassa kış aylarında (KasımNisan) turizm sezonuna cevap verecek iklime sahiptir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.